Geçtiğimiz günlerde geçen yıl gerçekleşen ekonomimizin performans neticeleri Cumhurbaşkanımız Erdoğan, tarafından da açıklandığı üzere; 2023 yılında ekonomi %4,5'lik büyüme sergilerken tarihimizde ilk kez millî gelirimiz 1,1 trilyon doları aşmıştır. Kişi başına düşen gelirde ise 13 bin dolar aşılmıştır.
Bu rakamlara göre dünya liginde en büyük 11'inci ekonomi kategorisinde bulunmaktayız. Buna rağmen 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde iktidar, başta metropoller olmak üzere neredeyse büyükşehirlerin çoğunluğunu neden kaybetmiştir? Son dönemlerde dış politika, terörle mücadele ve diğer alanlardaki başarılar da göz önünde bulundurulduğunda geriye son yıllarda emekçiler, emekliler ve düşük gelir grubunda yer alan tüm vatandaşlar aleyhine bozulan gelir dağılımı adaletsizliği ve yoksullaşma kalmaktadır.
Zira basit mantıkla bile rakamlara bakıldığında emeklilerin ezici çoğunluğunun açlık sınırı altında maaş aldığı görülecektir.
Cari asgari ücret de açlık sınırına yaklaşmıştır. Hükûmet tarafından yıl içinde güncellenmeyeceği de ilan edilmiştir. Bu durumda birkaç ay sonra asgari ücretin de açlık sınırının altında kalacağı aşikârdır.
Diğer yandan artan yoksullukla birlikte yardıma muhtaç kalan vatandaşların sayısının gün geçtikçe arttığı başta Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile belediye ve diğer yardım kuruluşlarına artan taleplerden anlaşılmaktadır. Ayrıca istatistikler de bu durumu ortaya koymaktadır.
TÜİK’in en son açıklanan Gelir Dağılımı İstatistiklerine bakıldığında en yüksek eş değer hane halkı kullanılabilir fert gelirine sahip %20'lik grubun toplam gelirden aldığı pay bir önceki yıla göre 1,8 puan artarak %49,8'e çıkarken, en düşük gelire sahip %20'lik grubun aldığı pay 0,1 puan azalarak %5,9 olduğu ortaya çıktı.
Aynı araştırmada 5 dilime ayrılan gelir grubunda yer alan vatandaşların 2014-2023 yılları arasındaki gelir karşılaştırmasında sadece en üstte yer alan %20’lik grubun gelirinin arttığı geriye kalan 4 gruba tekabül eden %80’lik kesimin ise gelirinin düştüğü açıkça görülmektedir.
TÜİK’in aynı araştırma sonuçlarına göre gelir eşitsizliğinin de gittikçe arttığı gözlenmektedir. Gelir dağılımı eşitsizliği genel olarak Gini katsayısı ile ölçülmektedir. Buna göre sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, bire yaklaştıkça gelir dağılımında bozulmayı ifade etmektedir.
En son yapılan araştırma sonuçlarına göre Gini katsayısı bir önceki yıla göre 0,018 puan artış ile 0,433 olarak tahmin edildi.
Tüm sosyal transferler hariç tutulduğunda Gini katsayısı 0,520, emekli ve dul yetim maaşı dâhil diğer tüm sosyal transfer gelirleri hariç tutulduğunda ise 0,445 olarak tahmin edilmiştir.
Toplumun en yüksek gelir elde eden %20'sinin elde ettiği payın en düşük gelir elde eden %20'sinin elde ettiği paya oranı şeklinde hesaplanan P80/P20 oranı 7,9'dan 8,4'e, gelirden en fazla pay alan %10'unun elde ettiği gelirin en az pay alan %10'unun elde ettiği gelire oranı şeklinde hesaplanan P90/P10 oranı ise 14,2'den 15,0'a yükselmiştir.
Bütün bu veriler gelir eşitsizliklerini ve yoksullaşmayı alenen ortaya koymaktadır. Dolayısıyla sadece 31 Mart 2024 seçimlerini değil bundan sonraki tüm seçimlerin neticesini belirleyecek püf noktaları burada yatmaktadır. Keza fakirleşme ve gelir eşitsizliği, vatandaşların oy verme davranışlarını önemli oranda değiştirdiği yapılan tüm araştırma neticeleri ile izahtan varestedir. Muhtaç durumdaki vatandaşlar genellikle ekonomik durumlarını iyileştirecek politikaları desteklerken, daha zengin kesimler ekonomik çıkarlarını koruyacak politikaları tercih etmektedir. Dolayısıyla gelirleri azalan %80’lik kesimi dikkate almadan atılacak her adım havada kalacaktır.
Netice itibarıyla mezkûr ekonomik sıkıntılar çözülmediği müddetçe hükûmetin tüm başarıları gölgede kalacaktır.
İslâm dîni, bundan başka, ticâret ahlâkını da koyarak, sınıf mücâdelesini kaldırmışdır. Adâlet karşısında, devlet reîsi de, çoban da, eşit haklara mâlikdir ve eşit mes’ûliyyetleri taşır. Haksızlık yok, kardeşlik vardır. (Se'âdet i Ebediyye)
İbrâhîm sûresinin yedinci âyetinde meâlen, (Ni’metlerimin kıymetini bilir, şükr ederseniz, ya’nî emr etdiğim gibi kullanırsanız, onları artdırırım. Kıymetlerini bilmez, bunları beğenmez(arka çevirir)seniz, elinizden alır, şiddetli azâb ederim) buyurmuşdur.
Maalesef başta sayın Cumhurbaşkanımız ve sorumlu bakan durumu daha anlamadılar bir kesim çok lüks yaşıyor, büyük bir kesim yokluk içinde yaşıyor. Kısaca biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar.