Okullar önce iyi insan yetiştirmeli!

Okullar önce iyi insan yetiştirmeli!

GÜNDEM Haberleri

Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan'a, "Türk eğitim sistemi nasıl olmalı?" diye sorduk. Arıboğan cevapladı: Öğrenci, sadece okula değil bütün dünyaya açık hâle gelmeli. Öğrenciler, biraz daha az matematik veya fizik bilebilir ama toplum içinde nasıl davranmaları gerektiğini öğrenmeleri birçok dersten daha kıymetli.

Başlarken İhlas Koleji, 11 Mayıs 2013 tarihinde çok önemli bir konferansa ev sahipliği yapacak. TEDxIhlasCollegeED isimli konferansta ünlüler, "Benim bir rüyam var" teması çerçevesinde eğitimle ilgili düşüncelerini paylaşacak. Etkiliğin konuşmacıları Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, İhlas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Mücahid Ören, Özyeğin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Erkut, Talim Terbiye Kurulu eski başkanı Prof. Dr. Ziya Selçuk, Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu, Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, eski milletvekili Lokman Ayva, Garanti Bankası ÖRAV Genel Müdürü Kayhan Karlı, 41? 29! Ajansın sahibi Alemşah Öztürk, Karikatürist Salih Memecan, Milli Voleybolcu Neslihan Darnel, Storyteller Rukiye Şahin, Türk Telekom Sobee Genel Müdürü Mevlüt Dinç, Komedyen Ercan Akışık, Sanatçı Korhan Abay, yazarlar Mustafa Muharrem, Özgür Bolat olacak. Faaliyet öncesinde bu isimlerden bazılarını sayfamızda konuk edeceğiz. Bu hafta İstanbul Bilgi Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan'ı dinliyoruz:Okullar önce iyi insan yetiştirmeli!Okul oluşumunun kökeni ve tarihî süreci hakkındaki fikirlerinizi bizimle paylaşabilir misiniz? Eğitime bakış açım biraz tarihî olacak doğrusu. Çünkü tarihî süreçle okul süreci birbiriyle paralel ilerliyor. İçinde bulunduğumuz dijital çağın insanları çok farklı. Bizim gençliğimiz, bizim kuşağımız bilgiye ulaşamayan bir nesildi. Şimdi ise iPadleriyle, bilgisayarlarıyla, cep telefonlarıyla dünyanın her yerindeki bilgileri kolayca elde edebilecek bir genç kitleden bahsediyoruz. Doğal olarak teknoloji, öğrencilerin okul dışındaki kaynaklardan da bilgi edinmesini sağlayacak. Mesela; eskiden, dünyanın yuvarlak olduğunu ispatlamak için yapılan deneyler yerini öğrencilerin NASA'nın sayfasına girip dünyanın uzaydan çekilen fotoğraflarını çıktı almasına bıraktı. Bu, büyük bir bilgi sıçraması. İnsanoğlunun binlerce yıldır biriktirdiği her bilginin ikiye katlandığı bir dönemi yaşıyoruz.Aslında eğitimin ideolojik bir boyutu da var. Eğitim, devlete itaat eden vatandaşı yetiştirme sürecinde özellikle 20. yüzyılda çok önemli bir araçtır. Eskiden eğitimle kırbaç şaklatıldığında ateşten çemberin içinden atlayan sirk aslanı yetiştirilirken şimdi kırbaç şaklatılsa bile çemberden atlasam mı diye düşünen, tercih yapabilen aslanlar yetiştirme gibi bir yaklaşım var. Bu nedenle çocuklara doktrinal değil de daha özgürleştirici, daha üretken, bilgiyi kullanmaya daha yönelik bir eğitim verme arayışındayız. Kişiye özel eğitim metotları geliştiriliyor. Dünya da buna yatırım yapıyor.Eğitim ve öğretimin fazlaca ideolojik hâle gelmesine gönderme yapıyorsunuz. Bu bağlamda Türkiye'yi genelde kitle olarak nasıl görüyorsunuz? Aslına bakacak olursak Nazi Almanya'sında, Sovyetler'de, Çin'de hatta Amerika'da da kendi ideolojisini yansıtacak şekilde eğitim modelleri kurulmuştu. Eğitim öyle masum bir şey değildir. Çünkü canlıyı, forma sokan bir süreci yansıtır. Bu form, kimi ülkelerde ülke menfaatleri, vatanınız için çalışmak; başka bir ülkede kâr etmek, kapitalist değerlerin mükemmeliyeti şeklinde kimisinde de dinî ritüeller olarak karşımıza çıkabilir. Bunların her biri ilkokulda başlar. Keza ulus bilincinin oluşmasında tarih çok önemli bir yapı taşıdır. Bu yüzden resmî ideolojiler söz konusudur. Eğitimde çok küçük yaştan itibaren başlayan resmî ideolojiye dayanan bir tarih, bir ulus, geçmişi anlatan bir hikâye de söz konusu olur. Belli ideolojilerin yerleştirilmesi, eğitim süreciyle başlar. Okul denilen şeyin aslında bir ideolojinin aracı olarak kurgulandığını görürsünüz. Bugün de okullar daha özgür, daha liberal, bir başka ideolojinin aracı olarak da kullanılabilir. Ama buradaki en temel şey, öğrencinin sadece okula değil bütün dünyaya açık hâle gelmiş olması. Çocuk, her bilgiye ulaşabildiği gibi bu bilgiler dâhilinde kendi fikrini de oluşturuyor. Bu da yeni bir dünya demek.Türkiye, "Eğitim liberalliği"nin neresinde? Liberal dünyanın daha özgür olması, kapalı toplumların daha yasakçı, despotik olduğu iddiasını yalanlayan bir örnektir. Aslına bakarsanız, denetleme yani kontrol mekanizması denen şey, dünyanın her yerinde farklı araçlarla hüküm süren bir şeydir. Her ülke, ideolojisini, kendi vatandaş tiplemesini üretirken kullanıyor. Bana göre ideale yaklaşmak çok mümkün değil. İdeal, bütün her şeyden izole olarak insanın bilgiyi seçmesi ki bu mümkün değil.Sosyal medyaya bakış açınız nasıl? Sosyal medyanın gereksiz bir zaman israfı olduğunu ve bir işe yaramayacağını düşünüyordum. Öğrencilerimden biri, bana bir gün geldi ve beni eleştirerek şöyle söyledi: "Hocam, biz, sizden ders alıyoruz. Bizim dünyamıza bilgi aktarmaya ve bizi eğitmeye çalışıyorsunuz. Ama bizim dünyamızı tanımayı reddediyorsunuz. Sonunda bizi kabullenmek zorunda kalacaksınız." Sert bir eleştiriydi ama öğrencimin söylediklerini çok beğendim. Şu anda Twitter'da aktifim, üstelik 160 bin takipçim var. Bilgilerimi, yorumlarımı düzenli olarak orada paylaşıyorum.Okullarda bireylere yüklenen verinin ya da bilginin miktarı ile ilgili bir sorgulama yapabilir miyiz? Aslına bakarsanız okullarda verilen müfredat, evrensel ilkelere önemli ölçüde uyduruluyor. Ama ben, çok büyük bir değişiklik olduğu inancında da değilim. 100 yıl önce verilen eğitimin, bugün tamamen değiştiği gibi bir fikre sahip değilim. Özellikle Türkiye'de bazı derslere verilen aşırı önem, çocukları derslerden soğuttuğu gibi Türkiye'de bir eksiklik oluşturuyor. Çocuklara test usulü bir öğretim, sınav psikolojisi altında çok yoğun bir baskı uygulanması, çocukların sosyal hayatını körelttiği gibi üretkenliklerini de sıfırlıyor. Okullarda kalıplaşmış, askerî yapıya sahip bir otorite var. Bunun dozunu ayarlamak çok önemli. Çocuğun belli bir disipline sahip olmasını sağlamalı ama bir yandan da çocuğun, kendini cendereye alınmış gibi hissetmemesini sağlamak için okulların farklılaştırılması gerektiğini düşünüyorum.Devlet, eğitim ve okul çerçevesinde ütopik bir sahne kursanız manzara nasıl olurdu? Millî eğitim; özgürleştirici, demokratik kültürü aşılayıcı, eşitlikçi bir sistem içinde eğitim verme felsefesini güderse çok sağlıklı olur. Eğitim müfredatı iyi insanlar yetiştirmek üzerine kurulmalı. Vatandaş, belli ideolojiler çerçevesinde devlete, hizmete yükümlü ve sorumlu bireyi tanımlıyor. Hâlbuki insan olmak, evrensel değerler çerçevesinde şekillenen bir şey. İyi insan olmayı öğretmek, bence eğitimin temel amacı olmalı. Öğrenciler, biraz daha az matematik veya fizik bilebilir ama toplum içinde nasıl davranmaları ve saygı göstermeleri gerektiğini öğrenmeleri birçok dersten daha kıymetli. Kadim gelenekler üzerinde durarak bütün insanların birikiminden süzülmüş bir takım değerler üzerinden hareket etmek lazım.Çocuklar, sınav maratonunun içinde kayboluyor; spor ve sanatta başarılı olabilecekler bu dersleri alamıyor. Bu konuda neler düşünüyorsunuz? Eğitim, sadece sınava endekslenmiş olarak geliştirilemez. Buradaki temel prensip, okullar arası rekabet dolayısıyla sınava endekslenmiş, yarış atı formatındaki çocukların yetiştirilmesi olmamalı. Bana göre çocuklar, lise bitene kadar kendilerini geliştirecek her türlü formasyona açık olmalılar. Üniversite eğitimi için belirli bir sıralama gerekiyorsa böyle bir standart bariyerin konulmasını önemli buluyorum. Üniversite sınavını kaldırmak mümkün olsa üniversiteleri aşağı yukarı eşit standartlara getirmek, üniversite sayısını ve üniversitelerin kontenjan sayısını talebin üzerine çıkartmak gerekiyor.-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------PENCERELER Ahmet Rasim Akdağahmetrasim.akdag@ihlaskoleji.com Hakkında bilmediğiniz 3 şey: İNTERNETDünya www ile 1991 yılında tanıştı gt; 1985 yılında kullanılmaya başlayan İngilizce Internet sözcüğü, "kendi aralarında bağlantılı ağlar" anlamına gelen Interconnected Networks teriminin kısaltmasıdır. Inter- ön eki İngilizce'de arasında ve karşılıklı anlamlarına gelir. Net kelimesi ise ağ anlamına gelir. gt; Arpanet adlı bu proje 1970 yılında hayata geçti. Arpanet başta sadece 15 bilgisayarın birbirine bağlı olduğu bir ağdan ibaretti ve özel kullanıcılara kapalıydı. 70'li yıllar, internet fikrinin hızla geliştiği yıllar oldu. Elektronik posta ortaya çıktı ve İngiltere Kraliçesi'nin 1976 yılında ilk e-mailini göndermesiyle internet fikri popüler hâle gelmeye başladı. 80'li yıllar, teknolojik açıdan önemli adımlara sahne oldu. Alan adlarının ilk olarak kullanılmaya başlandığı 1984 yılında 'host' sayısı ancak 1000'di. İnternette patlama yaşandığı zaman dilimi ise hiç şüphesiz 1990'lar... Dünya, bildiğimiz anlamıyla internetle yani "World Wide Web" deyimiyle 1991'de tanıştı. gt; Türkiye'de ilk Internet bağlantısı, 12 Nisan 1993'te yapılmıştır. İlk yıllarında sadece TÜBİTAK ve üniversitelerin kullanımına izin verilen ve sadece ODTÜ ve Ege Üniversiteleri üzerinden bağlanılan Internet'e bugün her isteyen, istediği ınternet servis sağlayıcı kuruluşlar üzerinden bağlanabilmektedir.KARMA SÖZLÜK Yapılmış en olmaz dalgınlıklar gt; Dolaptan çiğ köfte ve marul çıkartıp masanın üzerine koydum. Maruldan birkaç yaprak kopardım. Çiğ köfteyi alıp musluğun altında yıkadım. Sonra masanın üzerindeki marullara baktım. (ashitaka) gt; Üç arkadaş asansöre binip, hiç kimsenin gideceğimiz katın düğmesine basmayı akıl edemeyişi ve ardından ışık sönünce herkesin telefona sarılıp, "Asansörde kaldık, bizi kurtarın" diyerek feryat edişi. Okulun en olmaz adamının gelip, dışarıdan düğmeye basıp bizi kurtarması. (dört günlük bir şey) gt; Elimde çöp poşetiyle, Kadıköy'den, Beyoğlu'na gittim. Hatta çöp poşetini çalıştığım yerin yanına koyup, eve dönecekken, bu neydi diye içine bakıp, abolar abosu diyerek, gördüğüm ilk çöp kutusuna attım. (zenciyimben) gt; İşe ev terliğiyle gitmek, daha vahimi yere kalem düşürüp alana kadar fark etmemek. (florist)tweetçi twitter.com/AhmedRAkdag AbSurDMaNYanınız boş sanarken son anda dolacak, muavinden içecek alırken otobüs sarsılacak. Şehirlerarası yolculukta marka: Murphy Turizm.tekerleklibavulTeknoloji markete girip "Aynısından ben evde kullanıyorum" diye bağırdım. Bütün çalışanlar alkışladı. Omuzlarına almaya çalıştılar beni.TİV-İTADAM.Düğünler bence halay konusu yapılmamalı.önder halisBence canımızı sıkmaya değer. Hayatta her şeyin çaresi yok sonuçta. Üzün kendinizi, boşvermeyin.Murat YıldırımBazen ufak tefek hesaplar yapasım geliyor ama sonra bir de onunla mı uğraşacağım deyip vazgeçiyorum.LinkolnSahaya Barcelona formasıyla çıkınca kendimi Messi gibi hissederken, üstüne o ayracı giymek zorunda kalınca birden Sabri'ye evriliyorum.Veni Vidi JimiHalı saha maçlarını takım elbiseyle izlemeye gitcem. Beni yetenek avcısı sansınlar deli gibi koşsunlar.ANDROİD TEST 40 bin soru 'cep'inizde Körfez Yayınları, üniversiteye hazırlanan öğrenciler için android işletim sisteminde test hazırladı. Google Play'den ücretsiz olarak indirilebilen Körfez Test uygulaması ile 40 binden fazla soru; video ve animasyon anlatımla öğrencilerin kullanımına sunuldu. Binden fazla konunun yer aldığı test, akıllı tahta ve tablet bilgisayarlarla aynı anda uyumlu çalışacak şekilde geliştirildi. Körfez Test, Fatih Projesi'ne de önemli bir sosyal sorumluluk desteği sunuyor.EĞİTİM AJANDASI Bilgi'de Outliers in ELT "OutlIers In ELT" Konferansı İstanbul Bilgi Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü öğrencilerinin ev sahipliğinde 9-10 Mart 2013 tarihlerinde gerçekleştirilecek. Santral Kampüsü'nde yapılacak konferans saat 08.00'de başlayacak. İngilizce öğretmenlerinin ilgisini çekeceğini düşündüğümüz bu konferans için üniversitenin web sitesi ziyaret edilebilir.İhlas Koleji'nden mektupHami Koç - hami.koc@tg.com.trOrganik iletişim Her insan doğduğunda gülmeyi ve ağlamayı bilir. Henüz birkaç haftalık çocuklar bile keyifleri yerindeyken güler, sıkıntıda olduklarındaysa ağlar. Yani gülmek sonradan öğrenilmez. Çünkü güler yüzlü olmak farklı ve maalesef herkese nasip olmuyor.Geçtiğimiz birkaç yıl içinde dünyanın her yerinde iletişim konusunda yeni tezler üreten teorisyenler türedi. Mutluluk ve başarı vadeden kitaplar çok satınca, iştahı açılanlar hemen eve koşup, kişisel gelişim başlığını atıp yazmaya koyuldu. İçi boş paketlere altın yaldızlı ambalajlar yapıldı.Bu kitapların ne işe yaradığı konusunda hâlâ çok büyük soru işaretleri var. Toplumdaki boşluktan doğan bir ihtiyaç üzerine yazıldı belki bunca kitap. Fakat kitabı yazan kişilerin cepleri dışında dolan bir şey olmadı.Teknolojik anlamda iletişimin zirvesindeyiz fakat insanlar arasındaki iletişim giderek zayıflıyor. Çünkü iletişimin en yalın hâlinin, yüzümüze yayılan gülümseme olduğu unutuluyor. İnsanları etkilemek için en ucuz ve etkili yöntemin gülümsemek olduğu göz ardı ediliyor.Aslına bakılırsa genetik olarak hepimiz gülümseme kabiliyetine sahibiz. Fakat hormonlu iletişim teknikleri sayesinde GDO'lu ürünlere döndük. İletişimin en yalın hâlini ihmal edip, asık suratlarla iletişim taktikleri ezberliyoruz. Bunlar da bir işe yaramıyor tabi. Fakat bizler şanslıydık. Çünkü güler yüzlü olmayı, yüzünden gülümseme hiç eksik olmayan birinden öğrendik. "Güler yüzlü olun, sakın kalp kırmayın!" diyen bir ağabeyimiz vardı bizim başımızda. En sıkıntılı anlarda bile güler yüzlü olabilmeyi o, bizzat yaşayarak öğretti bize.Enver Ağabey'i son gördüğümde bana, "Boğazımdan tek bir lokma geçmiyor. Ne yesem geri geliyor!" demişti. Fakat buna rağmen hâlâ etrafına toplanmış onca insana güler yüzüyle, neşeyle anlatmaya devam ediyordu.İşte bu yüzden, şimdi ne zaman Enver Ağabey'i düşünsek bütün üzüntümüze rağmen yüzümüze bir gülümseme yayılıyor.Onu düşünmek bile insana huzur veriyor.ISTE Konferansı ve başarılarımız Eğitimde teknolojiyi etkin bir şekilde kullanmak için kurumsal ve bireysel girişimlerimiz devam ediyor. En son Sosyal Bilgiler Öğretmenimiz Mehmet Ali Doğan hem okulumuz hem de Türkiye adına mükemmel bir başarıya imza attı. Öğretmenimiz tarafından geliştirilen ve uygulanan "QR Kodlu İnteraktif Çalışma Yaprağı" ve "QR Kodun İçindeki Gizli Tarih" adlı iki eğitim etkinliği, ABD merkezli ISTE adlı kuruluş tarafından dünya çapında en iyi 15 eğitim uygulaması arasında gösterildi. Ayrıca "Haber Toplantısı" projesiyle bu konferansta bir sunum yapma hakkına sahip olduk. İhlas Koleji, ISTE Konferansı'nda Türkiye'den sunum yapacak ilk ve tek okul olacak."ISTE Conference amp; Exposition", dünyanın eğitim teknolojileri alanındaki en büyük konferans ve fuar organizasyonu olarak biliniyor.Bilvesile, ömür boyu yüzünüzden gülümseme eksik olmasın aziz okuyucularım.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...