Şefâ'at yâ Resulallah!..

A -
A +

Günâhı olan mü'minlerin günâhlarının affedilmesi, günâhı olmayanların da daha büyük derecelere erişmeleri için Peygamberle sâlih kulların Allahü teâlâya yalvarıp, aracı olmalarına şefâ'at denir... Kıyâmet günü önce Peygamberler, sonra sâlih kullar, yâni evliyâ, Allahü teâlânın izni ile, günâhı çok olan mü'minlere şefâ'at edecektir. Peygamber efendimiz buyurdu ki: (Ümmetimden büyük günâhları olanlara şefâ'at edeceğim.) Şefâ'at haktır. Tövbesiz ölen mü'minlerin küçük ve büyük günâhlarının affedilmesi için, kıyâmet günü her Peygamber şefâ'at edecektir. Sonra şehidler, sonra sâlihler, sonra Kur'ân-ı kerîmi tecvîd ile teganni etmeden ve Allah rızâsı için okuyan hâfızlar ve küçük çocuklar şefâ'at ederler. Kur'ân-ı kerîmde birçok âyet-i kerîmeler, şefâ'at etmek için, izin verileceğini, kâfirlere ise şefâ'at edilmeyeceğini bildirmektedir. Günâhkâr mü'minlerden bir kısmı Cehenneme girmeyi hak ettikleri zaman, Peygamberlerin, sıddîkların, âlimlerin, sâlihlerin ve kendi katında manevî değeri olan her zâtın, şefâ'atini, Allahü teâlâ kabûl eder. Bu gibiler de, kendi ailelerine, yakınlarına, dostlarına, tanıdıklarına şefâ'at ederler. İlk şefâ'at eden... Peygamber efendimiz âhirette, herkesten önce şefâ'at edecektir. Kalabalıkta ümmetini nasıl tanıyacağı suâl edildiğinde Resûlullah efendimiz buyurdu ki: (Ümmetimin abdest âzâları nûrlu, parlak olduğu için, kıyâmet günü mahşer halkı arasında onları kolay tanırım. Halbuki diğer Peygamberlerin ümmetleri böyle değildir.) Şefâ'at beş yerde olacaktır: 1- Mahşerin şiddet ve izdihamından kurtulmak için: Kıyâmet günü, mahşer yerinde, fevkalâde çok hararet ve çeşitli sıkıntılara mâruz kalan günâhkârlar, feryat ederek, hesâbın bir an önce yapılmasını isteyeceklerdir. Bunun için şefâ'at olunacaktır. Kıyâmetin dehşetinden şaşıran halk, Âdem aleyhisselâma giderek kendilerine şefâ'at etmelerini isterler. Âdem aleyhisselâm da özür beyân ederek diğer Peygamberlere gönderir. Gittikleri her Peygamber bir özür beyân eder. Sonunda Peygamber efendimize gelirler. Resulullah efendimiz Allahü teâlâdan mahşer halkı için, şefâ'at talebinde bulunur. Allahü teâlâ da, (Sana va'dettim, istediğin kadar şefâ'at edeceksin. İlk ve genel şefâ'at senindir) buyurur. 2- Bir kısım mü'mini hesapsız Cennete sokmak için: Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (Ümmetimden yetmiş bin kişi hesapsız Cennete girecektir. Bu yetmiş bin kişiden her birinin yanında, yetmiş bin kişi daha olacaktır. Bunların yüzleri, ayın ondördüncü gecesinde parladığı gibi parlayacaktır.) 3- Hesaptan sonra günâhı çok olan mü'minlerin, Sırat'tan Cehenneme düşmemeleri, Cehennem azâbından korunmaları için şefâ'at olunacaktır. 4- Cehenneme girmiş olanları oradan çıkarmak için şefâ'at olunacaktır. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (Bir Cennetlik, Cehenneme doğru bakınca, gözü birisine ilişir. O adam, "beni tanıdın mı?" diye sorunca, "Hayır, tanımadım. Sen kimsin?" diye cevap verir. Adam, "falan vakitte sen, benden su istemiş, ben de sana vermiştim. İşte ben, o kimseyim" deyince, Cennetlik, "Evet, hatırladım" der. Cehennemlik, "Ne olur, sen de benim hakkımda şefâ'at et!" der. Cennetlik, durumu Allahü teâlâya arzeder ve "beni, bu adama şefâ'atçi kıl" der. Allahü teala da adamın Cehennemden çıkarılmasını emreder ve çıkarılır.) Bu gibi şefâ'atler, son nefeste îmânla ölen günâhkârlara yapılır. 5- Cennette derecelerin yükselmesi için şefâ'at olur. Cennette herkesin derecesi, makâmı, îmânı ve amellerinin miktarınca olacaktır. Cennettekilerin derecelerinin yükselmesi için şefâ'at olunacaktır. Hattâ bazı âlimlere göre, güzel ahlâkı bulunan ve insanlara faydası dokunmuş olan gayr-i müslimlerin azâblarının hafifletilmesi için de şefâ'at edilecektir. Ne büyük lütûf, ne büyük ihsân... İnanmayan mahrum kalır! Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: (Kıyâmet günü, ben Peygamberlerin imâmı ve şefâ'at sahibiyim. Bunu iftihar için değil, ni'metin izhârı için söylüyorum.) (Her Peygamberin makbûl bir duâsı vardır. Ben duâmı âhirette ümmetime şefâ'at için bıraktım.) (Eshâbıma dil uzatanlardan başka herkese şefâ'at edebilirim.) (Kıyâmet günü, mezardan en önce çıkan ve en önce şefâ'at eden ben olacağım.) (Şefâ'atime inanmayan, ona kavuşamaz.) (Kabrimi ziyâret eden kimseye şefâ'at etmem vâcib oldu.) (Ümmetimden, Ehl-i beytimi sevenlere şefâ'at edeceğim.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.