Emekli olmak isteyen engelliden yeniden "vergi indirim raporu" istenmesin

A -
A +

 Sayın Başbakan'ın dikkatine;

Benim talebim, bütün çalışan engellilerin haklarının verilmesi ve ayırımcılığın ortadan kaldırılmasıdır.
Çalışan engelli emekli olmak istediğinde,  yeniden vergi indirim raporu istenmesi insanlık suçudur. Bu şekilde ülkemizde mağdur olan çok engelli kardeşimiz arkadaşımız var hatta işini bile kaybedenler var.
İşe girerken 100/90 rapor almış, 20 yıl çalışmış, emekli olmak istiyor, Maliye'ye gidiyor, "vergi indirim raporunu al gel" diyorlar. Raporu alıyor, ama rapor bir anda 100/40 altına düşüyor, adam emeklilik beklerken kapının önüne konuyor; hem işinden oluyor hem de emekli olamıyor.
Engelli kadrosunda çalışan işçi de diğer memurlar gibi emekli olsun. Engelli kadrosunda çalışıyor, işe girişte zaten İş-Kur aracılığıyla rapor veriyor. Tekrar vergi indirim raporu istemek, "engellilere pozitif ayırımcılık" yasasına da aykırıdır. Bu konuda yüzlerce mahkeme kararları vardır.
Yeniden vergi indirim raporu istenmesini ayıplıyorum. İlgili kişi ve kurumları göreve çağırıyorum, bu adaletsizliğe son verilmeli. Memurlarda olduğu gibi, 20 yıl prim ödemiş, çalışmış engelli işçi de direkt emekli olsun, bu ayırım son bulsun. Emeklilikte maaş bağlanma oranı ona göre belirlensin.
Bu sesi duyun, bu ayırımcılığa son verin, vergi indirim raporu, işe giriş raporu olsun. Engellileri sürekli hastane hastane dolaştırmayın. Yasalar önünde bütün engelliler eşit ise uygulamayı da buna göre yapın.
Taşıt alırken, ÖTV, KDV,  MTV gibi vergilerin de biz engelliler için ne durumda olduğunu tam olarak bilen yok. Geçenlerde bir firmaya gittim, "yeni rapor getir, B sınıfı ehliyetini değiştir" dedi. Biz engelliler, bütün haklarımızı almak için, her seferde hastaneye mi gideceğiz? Emeklilik olsun, taşıt alımı olsun, çözümü hastane yollarında mı arayacağız, bu bir ayıp değil midir?  Bu şekilde sürücü belgesi değiştirilmesi de  bir ayrıcalıktır. B sınıfı ehliyetin var, yeniden H sınıfı ehliyet al denir mi? Bu bir soygundur, ehliyeti olan engelli niye tekrar ehliyet alıyor, bir sürü eziyet çekiyor para veriyor bir de. H sınıfına ne gerek var, ehliyeti varsa tekrar değiştirmek, çile değil midir?
İnşallah Sayın Başbakanımız bu sesi duyacak, isteklerimizi dikkate alacak, gerekli duyarlılığı gösterecektir.
Ebru Bektaş-ANKARA

Adaletli bir atama için bu kural uygulanmalı
Devlet Personel Başkanlığı'na;
Bizler üniversite lisans mezunları olarak, iki yılda bir yapılan KPSS-B sınavına eşit şartlarda girmekteyiz.
Devlet kurumları yılda iki defa (Mayıs ve Kasım ayında) belirledikleri personel ihtiyaçlarını ÖSYM'e bildirerek, atama yapmaktadırlar. Kurumların İhtiyaç duydukları personel nitelikleri farklı olabilmektedir. Ancak, Uzmanlık gerektirmeyen Veri Hazırlama Kontrol İşletmenliği(VHKİ), Memur, Ambar Memuru, Bilet Kontrol Memuru, Muhafaza Memuru, Muayene Memuru, Enformasyon Memuru, Gişe memuru, Bilgisayar işletmeni gibi memurluklar vardır. Bu tür memurlukları bütün lisans mezunları yapabildiği halde, kurumlar farklı uygulamalar ile haksızlığa sebep olmaktadır. Bu yüzden bazı bölümler KPSS P3 puanı 60-70 ile atanırken, bazı bölümler KPSS P3 puanı 87-88 olmasına rağmen atanamamaktadır.
Eğer kurumlar (SGK, PTT, Gümrük Muhfz. İşkur, İçişleri Bak. Maliye, yurtkur, üniversiteler) uzmanlık gerektirmeyen memur alımlarında bütün lisans mezunlarına eşit mesafede yaklaşıp (geçen yıllarda olduğu gibi), personel alım kodunu, nitelik kılavuzunda da belirtildiği üzere; "Kamu kurum ve kuruluşları, yürütülebilmesi için herhangi bir mesleki veya teknik öğrenim görmüş olmayı gerektirmeyen Memur, Ambar Memuru, Santral Memuru vb. kadroları için personel talebinde bulunurken, Lisans mezunları için "4001"(herhangi bir lisans programından mezun olmak) Kodunu kullanacaklardır" kuralına uygun ÖSYM'ye bildirir ise, bu haksızlık ortadan kalkacak ve KPSS sınavına girenler hak ettiği puanları eşit şartlarda kullanabileceklerdir.
Böylece her kurum, aynı memurluk için, farklı nitelik istemeyerek, adaletli bir atama şekli sağlanmış olur.
Erdem Kale

Mevlana hazretlerinin türbesini müzik gürültüsünden kurtarın
Sayın Başbakan'ın dikkatine;
Yakın zamanda Konya'ya giderek, Mevlana Celaleddin-i Rumi hazretlerinin kabrini ziyaret etmek nasip oldu.
Mübarek mekanın içinde sürekli müzik sesi duyulmakta, ney çalınmaktadır. Bunun için çok üzüldüm, huşu içinde dua edemedim, okuyamadım.
Mevlana hazretlerinin "ney"den "insan-ı kamili" kastettiği, bırakın ney çalmayı, sesli zikri bile yasakladığı bütün muteber kitaplarda yazılıdır. Dinimizi içten bozmak, bazı haramları yerleştirmek isteyen bir zihniyetin zamanla başlattığı uygulamayı hâlâ devam ettirmek, saf Müslümanların bu şekilde yanlış bilgiler edinmesine sebep olmak çok büyük bir vebaldir. Bu yanlışı düzeltmenin zamanı gelmiş, hatta geçmiştir.
Bu yanlış uygulama acilen düzeltilmeli, o din büyüklerimiz kabirlerinde daha fazla rahatsız edilmemelidir. Bu büyük hizmet de size yakışır.
Duyarlı bir vatandaş

Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ 
İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.