Trafik kazalarının azalması için rutin görme kontrolü yapılmalı

Çok sayıda değişik faktörler birçok olaylara etki yaptığından, trafik kazalarına sebep olan görme bozukluğunun kesin etkisini sayısal olarak ortaya koymak zordur.

Durum böyle olmakla birlikte, son zamanlarda yapılan araştırmalar, zayıf-yetersiz görmesi olan ve gerekli emniyeti almayan sürücülerin çoğalması ile kaza miktarının artmakta olduğunu açık şekilde göstermektedir.

Avrupa ülkelerinde gözlük kullanma oranı yüzde 60-80, ülkemizde ise yüzde 15'ler civarındadır. Yüzde 15 oranında gözlük kullanılması, bizim vatandaşlarımızın gözlerinin sağlam olduğunu göstermez. Aksine, bu konunun ne kadar ihmal edildiğinin belgesidir. Bizim vatandaşımız yasal bir mecburiyet olmadan, kendi isteği ile muayeneye gitmez. Gözünde oluşan kataraktın ve miyopinin farkında değildir. İnsanlar görmenin kendi gördükleri kadar olduğunu zannetmekte ve bu konuyu önemsememektedir. Gözde katarakt bulunması görme keskinliğinin azalmasına sebep olur.

Yapılan bir araştırmada, hafif ve orta derecede gelişmiş bir katarakt arazının, sürücünün tehlikeyi sezme yeteneğinde belirgin bir bozulma ve azalma yaptığı, devam eden süreler içinde birçok kişinin kendi gözünde gelişmekte olan kataraktın farkında olmadığı anlaşılmıştır. Kataraktın sebep olduğu kontrast duyarlılığındaki azalmanın, sürücünün tehlikeyi algılama yeteneğine etki yaptığı ve çarpışma riski ile aralarında bir bağlantı bulunduğu bilinmektedir. Görmenin bozulması tabii bir süreç olup, insan vücudunun yaşlanması ile bu bozulma oranı artar. Birçok sürücü, görme kusurunu düzeltmeden kara yollarında vasıta sürücülüğü yapmaktadır.

Bu düzeltmeye ihtiyacı olan sürücülerin belli takvimlerde, rutin görme kontrolüne tabi olması, yol ve trafik emniyetinin geliştirilmesi için mecburidir.

Taylan Küçüker (Eczacı Gözlükçü)

Türkiye genelinde Metal Öğretmeni ihtiyacı binleri bulmasına rağmen, 1999 yılından bu yana, bizlere ayrılan kısıtlı atama kontenjanlarından dolayı, 12 yılı aşkın süredir mağdur edilmekteyiz. Yıllarca yapılan her atama döneminde bizlere çok az sayıda kadro verilmektedir. Öyle ki, 2012 Eylül ayında yapılan 40.000 kişilik Öğretmen atamasında dahi, bütün branşlara bölümlerindeki toplam ihtiyacın 1/4'ü oranında kadro verilirken, bu oran dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre Metal Öğretmenliği bölümüne en az 100 kadro verilmesi gerektiği halde yalnızca 32 kontenjan verilerek bir defa daha mağdur edildik.

Malum Belediye Başkanlığı ve Muhtarlık seçimlerinde, seçime katılan adaylar arasında en fazla oyu alan adaylar Belediye Başkanı ve Muhtar seçilmiş sayılmaktadır. Seçimi kazanan adayların bazısı %50'nin üzerinde oy alırken, bazısı da (aday sayısının fazlalığı sebebiyle) %25-30'luk oylarla seçimi kazanabilmektedir. Demokrasi mantığı açısından bakıldığında, o bölgedeki sadece dört kişiden birinin oyunu alan, yani küçük bir azınlık tarafından desteklenen birisinin o bölgede Başkan veya Muhtar olmasının ne kadar mantık dışı olduğu malumunuzdur.