Zaman iyi bir hekim, adil bir hâkimdir...

A -
A +

Sükût cahilin örtüsüdür, âlimin ise süsüdür.. Âlim konuştuğu zaman, sükûtunun hikmetinden olduğu anlaşılır.. Cahil konuştuğu zaman, sükûtunun cehlinden olduğu anlaşılır.. Önemli din âlimlerinden Sâdık Solâkzade, kemâle ermenin reçetesini iki cümleyle bakın nasıl özetlemiş; "Kelâmın fidde ise sükûtun olsun zeheb.. Kemâl ehli kemâlâtı sükût ile buldu hep.." Ey değerli okuyucum; Samimiyet, büyük bir meziyettir.. Bu gök kubbe Yûnus'tan daha güzel söz söyleyen şairlere şahit oldu, ama hepsi saman alevi gibi yanıp söndüler ve hiçbiri Yûnus gibi taze kalmadı.. Bazı açmazları, bazı çözülmez görünen meseleleri zamana bırakmak doğru bir karardır.. Ancak bazen de tersi olur.. Yani; zamana bırakayım derken yarayı kangren haline getirebilirsiniz.. O zaman çare nedir?.. Ameliyattır.. Bir başka ifadeyle; neşteri vurmaktır.. Ey sevgili kardeşim; Fotoğrafını itina ile koruyorsun, hatta çerçeveletip muhafaza altına alıyorsun fakat fotoğrafın sahibi olan kendini, yanlışlara karşı neden çerçeveleyip koruma altına almıyorsun?.. Fotoğrafını buruşturup çöpe atmıyorsun lâkin o fotoğrafın sahibi olan kendini her gün günahlarla karıştırıp, buruşturup, niye çöpe atıyorsun?.. Gıybetten, yalandan, hasetten, suizandan, dedikodudan, dünya makamı için insanların üzerine basmaktan, fitneden, riyadan, kul hakkından, neden uzak durmuyorsun?.. Duygularımızı aklîleştirebilmeli, aklımızı da naklîleştirebilmeliyiz, değerli dostlar!.. Aklîleştiremediğimiz duygularımız ve naklîleştiremediğimiz aklımız, bir parmak bal için bize kilolarca keçiboynuzu çiğnetir, bir çiçeğe ulaşmak için, bize binlerce gülü çiğnetir.. Basit bir duygu, kendini kontrol edemeyen insana Allah'ın yasaklarını, kırmızı çizgilerini de çiğnetir.. Duygularımızı yalnız tatmin etmeyi değil, terbiye etmeyi de öğrenmeliyiz.. Ey kıymetli arkadaşım; Söylemediğini her zaman söyleyebilirsin, fakat söylediklerini geri alamazsın.. O halde, konuşurken düşüneceksin, eğer düşünmezsen, konuştuktan sonra kara kara düşünürsün!.. Kurşun yarası geçer ancak dil yarası geçmez.. İnsan güç ve kuvvet karşısında belki eğilebilir ama tatlı dil ve güler yüz karşısında eğilmenin daha da ötesinde, diz çöker.. Unutma; yılanı deliğinden çıkaran tatlı dildir, yılanın başının ezilmesine sebep olan ise kendi zehirli dilidir.. Hülasa-i kelâm; Meramını ancak doğru kelimelerle ifade etmelisin. Eğri kelimelerle doğruyu ifade etmeye çalışmak, eğri teraziyle doğru tartmaya çalışmak gibidir.. Şunu da aklından çıkarma; Gerçekle ne kadar erken yüzleşirsen, hedefe o kadar erken varırsın.. Son olarak şunları da söyleyip yazıma son vereyim; Acılardan sakın korkma, aziz dostum!.. Acılar, bazen ilaçlardan daha tesirli şifa dağıtır...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.