"Ey Kureyşliler! İman ediniz!"

A -
A +

Müşrikler, Safa tepesinde toplanmış, Velid'in tahta putuna tapınıyorlardı. Bu nasıl tanrı ki, bir sahibi var. Neyse... Abdullah bin Mes'ud da uzaktan seyrediyordu onları. O sırada Efendimiz göründü. Müşriklerin şaşkın ve meraklı bakışları arasında gelip, hakim bir yere çıkarak kutsal daveti yaptılar: - Ey Kureyşliler, Lâ ilahe illallah deyiniz! Bu cümle, balyoz gibi indi beyinlere. Kin ve öfkeleri kabardı müşriklerin. Velid, Ebu Cehil'e dönüp göz kırptı. Hani, "Haddini bildireyim mi?" gibilerden. Onun, "Olur!" işaretiyle yöneldi Efendimize. Küstahça yaklaştı!.. - Yâ Muhammed! Hani sen demiyor muydun Allah insana şah damarından daha yakındır diye? Efendimiz cevap vermediler. O devam etti: - İşte bak, benim tanrım bana ne kadar yakın. Senin Rabbin hani? Sen de Onu göstersene. Efendimiz yine sükut ettiler. Velid cevap alamayınca, savaştan galip çıkmış bir kahraman edasıyla yoldaşlarının yanına döndü. Ve putlarına yalvardılar. Bu defa dilekleri kan kokuyordu: - Ey tanrımız! Muhammed'i öldürmekten başka çaremiz kalmadı. Sen bize yardım et! Tamam! Onu öldürün! O anda garip bir şey oldu. Kâfir bir cin, o putun içine girip seslendi: - Tamam! Onu öldürün. Ben yardım ederim size! Kâfirler şaşkın ve sevinçliydi. Şaşkındılar. Çünkü putlarından ilk defa böyle bir ses işitiyorlardı. Sevinçliydiler. Çünkü putları yardım edeceğini bildirmişti. Bu sesi Efendimizle, Abdullah bin Mes'ud da duydular. İbni Mes'ud sordu: - O ses neydi yâ Resulallah? Buyurdular ki: - O, bir cindir ki, putların içine girer. Halkı, peygaberlerin katline teşvik eder. Ama, daha evvel hangi cin bunu yaptıysa sonunda helak oldu... E-mail: auyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 Fax: (0 212) 454 38 29

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.