"Üzülme yeğenim!"

A -
A +

Hamza, Efendimizi teselli etmeye çalışıyordu. - Üzülme yeğenim. Ebu Cehil mel'ununun kafasını yardım. Düşmanlarını sindirdim. Haydi sevin artık! Buyurdular ki: - Bütün müşrikleri katletsen de yine sevinemem. Hamza sordu: - Seni nasıl sevindirebilirim? - Müslüman olmakla. İman edip vücudunu Cehennem ateşinden kurtarman, bana her şeyden daha sevgilidir. - Gökten sana bir kelam inmiş. Kimden öğrendin onları? "Onlar Rabbimin sözleri" - Hiç kimseden. Onlar Rabbimin sözleri. - Onlardan bana biraz okur musun? Efendimiz "Peki" buyurup, "Hâ-mim" suresinden birkaç âyet okudular. Hamza pürdikkat dinledikten sonra sordu: - Yani senin Rabbin "Lâ ilâhe illallah" diyenleri affediyor, öyle mi? - Evet. - Peki, biraz daha okur musun? "Tâhâ" suresinden okudular bu defa. "Yerde, gökte ve ikisi arasında olanlar ve yerin altındakiler hepsi Onundur" âyetini dinleyince, çok duygulandı. - Yerde ve gökte olanların tamamı senin Rabbinin midir? - Elbette. - "Hayret, bizim Mekke'de binbeşyüz kadar putumuz var. Ama hiçbirinin tek karış toprağa hükmü geçmez", diye mırıldandı. Sabahı zor bekledi Sonra; - Bu gece düşüneyim. Yarın gelir, iman ederim, deyip ayrıldı. Hamza'nın kalbi o gece meyletti İslama. İman etmek için sabahı zor bekledi. Ortalık ışıyınca, gelip çaldı kapıyı. Efendimiz onu içeri alıp sordular: - Ey amca, kararın nedir? - İnandım, en ufak tereddüdüm kalmadı Evet, o artık "hazret-i Hamza" idi "radıyallahü anh".

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.