Kureyşliler telaşlıydı!..

A -
A +

Ömer bin Hattab, hiddetle Kâbe'ye gitti bir gün. Resulullahı ikaz edecekti güya. Efendimiz, yeni nazil olan "El-Haakka" suresini okuyordu insanlara. Bir köşeye sinip dinlemeye başladı. "Okuması bitsin, sonra konuşurum" dedi kendi kendine. Ancak dinledikçe kalbi yumuşadı. Değişti fikri. İşittiklerine karşı büyük hayranlık duydu. "O, şair değildir!" "Evet", dedi içinden. "O bir şair. Bu kadar güzel sözleri ancak bir şair söyleyebilir". O, böyle düşünüyordu ki, Efendimiz kırk ve kırkbirinci ayetleri okudular. Bu ayetlerde mealen, "O şair değildir. Onun söyledikleri Allahın kelamıdır" buyuruluyordu. Bunu işitince daha da şaşırıp, "Hayret" dedi. "Zihnimden geçenleri anladı. Öyleyse o bir kâhin". Ancak ardından işittiği şu âyet-i kerime ile irkildi yine. "O kâhin sözü değildir. Âlemlerin Rabbinden inzal olmuştur". Ömer'in zihni, işittikleriyle alt üst olmuştu. Gözyaşlarına mani olamadı. Hatta iman etmek istediyse de, etrafı mani oldular. İslamiyetin altıncı yılıydı. Hz. Hamza'nın Müslüman olmasının üzerinden üç gün geçmişti henüz. Mekke, bu müthiş haberle çalkalanıyordu. Eğer mani olunmazsa gerisi gelecekti. İşte Kureyş'i telaşlandıran da buydu zaten. Çareler aradılar!.. Toplanıp, müzakere ettiler konuyu. Çareler aradılar. Tabii Ebu Cehilbaşroldeydi yine. Küfrün başı oydu çünkü. Herkes bir fikir sürdü öne. Ama Ebu Cehil'e göre çare tekti: "Onu öldürmek!..". Ve açıkladı fikrini: - Tek çaremiz var arkadaşlar! Sordular hemen: - Nedir o? - Onu öldüreceğiz!.. E-mail: auyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 Fax: (0 212) 454 38 29

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.