Balyoz gibi inen tokat!

A -
A +

Ömer bin Hattab, kız kardeşinin ve eniştesinin Müslüman olduğunu duyunca çok öfkelenmişti! Onu hemen cezalandırmak için yola çıktı... Eve yaklaşınca, dışardan Kur'an-ı kerim sesleri duydu. Kapı açılır açılmaz hiddetle sordu onlara: - Kur'an okuyordunuz değil mi? Eniştesi Said korku içinde mırıldandı. - Hayır, sana öyle gelmiştir. Ömer kükredi: - Peki, neydi o duyduklarım? - Şeyy, aramızda bir mesele vardı da onu konuşu.... Lafını bitiremedi. Ömer, yakasından tuttuğu gibi yere çarptı onu. Kız kardeşi Fatıma koşup beyini yerden kaldırmaya uğraşıyordu ki, amansız bir "tokat" patladı yüzünde. Gözlerinde şimşekler çaktı Bu tokat, o narin yapılı hanıma "balyoz" gibi gelmişti. Gözlerinde şimşekler çaktı zavallının. Sendeleyip yere düştü. Neye uğradığını şaşırmıştı ki, pembe bir kanın dudak kenarından aşağı doğru aktığını hissetti. Gül yüzü, al kana bulanmıştı. Peki ya Ömer? Kardeşini kanlar içinde görünce durgunlaştı birden. Kalbi sızladı. Ne de olsa öz kardeşiydi. Ciğeriydi sonra. Pişman oldu yaptığına. Eli kolu yana düştü. İşte ne olduysa o anda oldu. İmanından aldığı kuvvetle haykırdı Fatıma: - Niçin yâ Ömer! Niçin Allahtan utanmıyor, mucizelerle gönderdiği Peygamberine iman etmiyorsun, niçin? "İkimiz de Müslümanız!" Ve devam etti: - Evet, saklamıyoruz. Ben ve kocam İslamla şereflendik. İkimiz de Müslümanız. Başımızı kessen, bizi döndüremezsin, anladın mı? Fatıma, Ömer'n bu kritik anını çok güzel yakalamıştı. O dağ gibi heybetli adam, şimdi kızkardeşinin bu haykırışı karşısında titriyordu adeta. Dizlerinin bağı çözüldü. Ve ilişti bir kenara. Pişmanlık duygusu içini kemiriyordu...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.