"Müjde yâ Ömer!"

A -
A +

Ömer bin Hattab, tokat attığı kız kardeşine bu sefer şefkatle baktı. - Şu okuduğunuz sayfayı görebilir miyim? dedi. Fatıma, sevinçle cevapladı. - Tabii, derhal. Ve koşup getirdi o sayfayı. "Tâhâ suresi" yazılıydı onda. Ömer okumaya başladı. Ayet-i kerimelerin güzelliği içten içe etkiliyordu kendisini. Hele birinden öyle duygulandı ki, şaşkına döndü adeta. O ayette mealen; "Göklerde, yerlerde, bu ikisi arasında ve toprağın altında ne varsa, hepsi Allahındır" buyuruluyordu. "Hayret ettim doğrusu" Hayretle döndü kız kardeşine. - Yâ Fatıma, doğru mu bu? - Hangisi doğru mu? - Yerlerde ve göklerde ne varsa, hep sizin taptığınız İlahınmış, öyle mi? - Elbette. - Hayret ettim doğrusu. - Neden? - Çünkü bizim binbeşyüz kadar putumuz var. Hiçbirinin tek karış yeri yoktur. Sonra devam etti okumaya: "Allah, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir. Ondan gayri tapacak ilah yoktur. En güzel isimler Onundur". Sonra "Hadid suresi"ne geçti: "Dirilten, öldüren Odur" "Onun her şeye gücü yeter. Göklerin ve yerin idaresi Onun elindedir. Dirilten, öldüren, her şeye gücü yeten Odur. O, bütün yaptıklarınızı görür. Kalbinizden geçenleri bilir. Peygamber, sizi Allaha imana çağırıp dururken, size ne oluyor ki iman etmiyorsunuz?" Burada durup tefekküre daldı. Ve mırıldandı yavaşça: - Bunlar ne güzel sözler. Ne kadar doğru. Bundan daha güzel söz olamaz. Bunu duyan "Habbab", saklandığı yerden fırlayıp çıktı ortaya. Ve haykırdı heyecanla: - Müjde yâ Ömer! Resulullahın dün gece ettiği dua, senin hakkında kabul oldu... E-mail: auyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 Fax: (0 212) 454 38 29

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.