"Batıl elbette gidicidir!.."

A -
A +

Ömer ibnil Hattab'ın yalın kılıç geldiğini görünce, sevinçlerini şu sözlerle dile getirdi müşrikler: - Gördünüz mü? Buna Hattaboğlu demişler! - Arslanım benim. Gözünüz erkek görsün! - Asileri nasıl da toplamış getiriyor! Ancak Ebu Cehil cin fikirli biriydi. Beğenmedi bu gelişi. Başını olumsuzca iki yana salladı. - Hayır hayır, hemen sevinmeyin! - Nedenmiş o? - Bu gelişi beğenmedim ben. - Ne demek istiyorsun? - Sizin zannettiğiniz gibi olsaydı, Ömer arkada, diğerleri önde olurdu. Görünen o ki, o da düşmana iltihak etmiş. "Bu ne hal yâ Ömer?" Öbürleri tasdik etti Ebu Cehil'i: - Haklısın galiba! Müminler iyice yaklaşmışlardı ki, Ebu Cehil onlara doğru bir iki adım atıp seslendi: - Bu ne hal yâ Ömer? Hz. Ömer önce "Şehadet"i haykırdı. Sonra o müthiş ihtarını yaptı müşriklere: - Beni bilen biliyor. Bilmeyen de bilsin ki, Hattaboğlu Ömer'im. Karısını dul, çocuklarını yetim bırakmak isteyen yerinden kıpırdasın! Müşriklerde bir iki saniyelik bir şaşkınlık oldu. Ardından çil yavrusu gibi kaçıştılar etrafa. Efendimiz ve müminler bir ağızdan "Tekbir" getirdiler. Allahü ekber! Allahü ekber! Kâbe'de namaza durdular Sonra saf tutup Kâbe'de namaza durdular. Daha sonra da Hz. Ömer ve Efendimiz, birlikte Kâbe-i şerifin içine girdiler. Dört taraf putlarla doluydu. Efendimiz asasıyla onları gösterip bir âyet-i kerime okudular ki, mealen "Hak gelince bâtıl gider. Batıl elbette gidicidir" buyuruluyordu. Evet, hak gelmiş, batıl gitmişti. Mekke, o gün temizlendi putlardan. Ezan sesleri yankılandı semalarında...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.