Nimetler içindeyiz

A -
A +

Cemaleddin Ezherî, Mısır'da yetişen velilerdendir. Bir sabah, kahvaltı yaparken kızına buyurdu ki: - Kızım, bu sabah, namazdan sonra düşündüm de, Allahü teala bize ne kadar bol nimetler vermiş, öyle değil mi? - Evet babacığım. - Mesela kalbimi düşündüm, gözümü düşündüm. Sonra diğer organlarımı düşündüm. Hepsi de muntazam çalışıyor. - Elhamdülillah. - Tabii bunlardan evvel "İman" nimeti var, öyle değil mi? - Evet babacığım. Bizden ne istiyor? - Pekii, bu kadar büyük nimetlere karşı, Allahü teala biz kullarından ne istiyor acaba, biliyor musun? - Herhalde ibadet etmemizi. - Ondan evvel? Kızı cevap vermeyince buyurdu ki: - Tek bir şey istiyor kızım. - O nedir babacığım? - Tanınmak. Tanınmayı istiyor. - Tanınmayı mı? Nasıl yani? - Kullarının kendisini tanımasını istiyor kızım. Kızı anlayamamıştı bundaki inceliği. Dedi ki: - Allahı tanımayan var mı ki babacığım? Allahı herkes tanır. Sokaktaki sarhoşa sorsan, o bile bilir Allahı. Tanımak o değil - Tanımak o değil kızım. - Ya nedir babacığım? - Tanımak için itaat lazım. İtaat etmeyen, tanımış olmaz. İtaat, söz dinlemektir. Ve şöyle devam etti: - "Görmek" ayrı, "Tanımak" ayrıdır kızım. Peygamberimizi Ebu Cehil de gördü, ama tanıyamadı. Tanıyan, inanır, sever, itaat eder ve saygı gösterir. Eshab-ı kiram böyleydi mesela. Çünkü Onu tanımışlar, hatta âşık olmuşlardı kendisine. Bu aşk ile canlarını verdiler uğrunda. İşte tanımak budur. Şimdi anladın mı kızım? - Anladım babacığım. E-mail: auyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 Fax: (0 212) 454 38 29

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.