"Niçin üzülüyorsun?"

A -
A +

Hazret-i Hafsa"radıyallahü anha". Hz. Ömer'in kızı, Efendimizin muhterem hanımıdır. Önce hazret-i Huneys ile evliydi. O Uhud'da şehîd olunca, dul kaldı genç yaşında. Babası, onu önce hazret-i Osmân'la, sonra da Hz. Ebû Bekir'le evlendirmek istedi. Ancak ikisi de; "Bir düşüneyim!" şeklinde yuvarlak bir cevap vermişlerdi kendisine. Bunun için üzülüyordu. O günlerde Efendimiz onu üzüntülü görüp, - Yâ Ömer! Seni üzüntülü görüyorum, buyurdular. - Evet yâ Resulallah, dedi. Üzgünüm biraz. - Ne için üzülüyorsun? - Kızım Hafsa için. "Ne oldu Hafsa'ya?" - Hafsa için mi? - Evet yâ Resulallah. - Ne oldu Hafsa'ya? - Onu, Ebû Bekir'e ve Osmân'a nikahlamaları için teklif ettim, almadılar, diye arzetti. Fakat üzülen sadece o değildi ki. Hz. Ebu Bekir ve Hz. Osmanda teklifi geri çevirdikleri için üzgündüler. Ancak o Server, bu üç sahabisini çok seviyor, onların üzülmesine gönülleri razı olmuyordu. Sevgiyle baktılar Hz. Ömer'e: - Yâ Ömer! - Buyurun yâ Resulallah. - Kızını onlardan daha iyi birine versem ister misin? "Bunda bir hikmet var" Hz. Ömer şaşırdı. Zira eshab içinde o ikisinden daha üstün bir kimsenin olmadığını iyi biliyordu. "Bunda bir hikmet var" diye düşünerek arzetti: - İsterim yâ Resulallah. Efendimiz, - Yâ Ömer! kızını bana ver! buyurdular. Hz. Ömer kulaklarına inanamadı. Zira Resulullah Efendimizle akraba olacaktı. Ve oldu da. Kayın pederi oldu Efendimizin. Hz. Hafsa da, "Anne" olmuştu cümle sahabilere. Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer, daha yakın ve daha sevgili oldular birbirlerine.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.