Seyyidleri üzmenin sonu

A -
A +

Da'lec bin Ahmed, büyük âlim ve velilerden. Kabri Bağdat'tadır. O devirde biri vardı ki, üzerdi seyyidleri. Bu evlad-ı Resul kişiler, bir gün bu zata geldiler ve; - Hocam, filan kimse bizi çok üzüyor! diye şikâyette bulundular. Mübarek bir müddet önüne baktı. Sonra başını kaldırıp, - Rahat olun, buyurdu. Seyyidler sevindiler. - Öyle mi hocam? - Evet. O artık size zarar yapamayacak! Bunun üzerine sevinçle ayrıldılar. İşte ne olduysa ondan sonru oldu. O gece, evi başına yıkıldı o adamın. Zor kurtardı canını. Sonra pişman oldu Ancak bu hadise düşündürdü o kimseyi. Kendi kendine, "Bu, bana bir ikaz-ı ilahidir" dedi. Büyük bir pişmanlık duydu yaptıklarına. Tövbe etti ve bir daha incitmedi kimseyi *** Bir gün de sordular bu zata: - Hocam, Allahın bir kulunu sevdiği nasıl anlaşılır? - İki şeyle, buyurdu. - Nedir onlar hocam? - Birincisi, Allahü teala ona ayıplarını gösterir. - Nasıl yani? - Yani bir kimsede, kendi ayıp ve kusurlarını görme hassası artıyorsa, bu hali, Allahü teâlânın onu sevdiğini gösterir. ? Günahını görmüyorsa Sordular: - Ya kusurunu görmüyorsa? - O zaman onu sevmiyor demektir. - Sevdiğinin ikinci alameti nedir hocam? - Ona dert ve bela verir. - Sevdiği kuluna mı dert bela verir? - Evet. Görünüşte "Dert ve bela" ise de, aslında "Rahmet" olur onun için. - Nasıl? - O belalara sabredince, Allahü teala günahlarını affeder. Böylece günahları biter ve ahirete günahsız gider. Ve ekledi: - Unutmayın, her şey, neticesine göre değerlendirilir. E-mail: auyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 Fax: (0 212) 454 38 29

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.