Barışmakta erken davranın!

A -
A +

Belh şehrinde yetişen ve orada vefat eden "Dehhak bin Müzahim" hazretlerinin talebelerinden ikisi, birbirlerine darılıp küsmüşlerdi. Aradan birkaç gün geçtiği halde barışmadılar. Zira herbiri, kendisini haklı, karşıdakini haksız sanıyordu. Büyük Velîye malum oldu bu hal. İkisinin de hazır olduğu bir sohbette, o ikisine doğru dönerek; - Dargın olanlar, üç gün içinde mutlaka barışmalıdır, buyurdu. Ve ekledi: - Ancak barışma hususunda önce davranan, Cennete önce girecektir. Küskünlerden biri çok duygulanmıştı bu sözden. "Sen haklısın!" Hemen sordu: - Öyle mi hocam? - Evet. Peygamberimizin bir vaadi var bu hususta. Delikanlı heyecanlandı. - Nasıl hocam? Buyurdu ki: - Peygamberimiz, "İki mümin birbirine darıldığında, hangisi kusuru kendinde görür, karşıdakine "Sen haklısın" derse, ona Cennette yüksek bir köşk verilecek" buyuruyor. - Ne kadar güzel hocam. - Evet. "Kefili de benim" buyuruyor Efendimiz. *** Bir gün de birkaç sevdiğiyle sohbet ediyordu: - Cenab-ı Hak kullarına o kadar çok nimet vermiş ki, bunları saymak mümkün değil, buyurdu. Hepsi de karşılıksız Ve ekledi: - Üstelik hepsi de karşılıksız. Öyle değil mi? - Evet hocam, çok doğru, dediler. - Bir âmâyı düşünün. Görebilmek için ne vermez ki? - Her şeyini verir hocam. - Bir felçli de, yürüyebilmek için, bir ömür başkasına hizmetçilik eder mi, etmez mi? - Severek eder hocam. - Bunlar geçici dünya nimetleri. Bir de sonsuz ahiret nimetleri var. - Bu nimetlere nasıl kavuşulur hocam? - Doğru bir "İman" ile. - İman yoksa hocam? - İmanı olmayanlar, sonsuz Cehennem azabına düçar olacaklardır ahirette. E-mail: auyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 Fax: (0 212) 454 38 29

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.