"Ne kadar üzülseniz azdır"

A -
A +

Anadolu evliyasından "Derya Ali Baba" devrinde, Hasan isminde bir kimse vardı ki, sevmiyordu bu Allah dostunu. Yolda rastlasa yüzünü çeviriyordu ondan. Bir gece rüya gördü. Peygamber efendimiz o beldeye teşrif etmişti rüyasında. Koştu hemen, selam vermek istedi. Ancak Efendimiz mübarek yüzlerini öbür tarafa çevirdiler. Adam o tarafa geçti. Ama yine yüz bulamadı. Çok üzülüp başladı ağlamaya. - Yâ Resulallah! Benden niçin yüz çeviriyorsunuz? Bir hata mı işledim? Buyurdular ki: - Evet. "Ne hata ettim?" Sordu: -Ne hata ettim yâ Resulallah? - Sen o Allah adamından yüz çeviriyorsun. Halbuki ben onu çok seviyorum. Bu sözü işitip uyandı uykudan. Anlamıştı hatasını. Sabahleyin koştu bu zatın dergahına. Tam kapıya yaklaşmıştı ki, bir talebe karşılayıp ismiyle hitab etti kendisine. - Buyurun Hasan bey amca! Hocam da sizi bekliyor. Adam şaşkınlık içinde girdi içeri. Büyük velî kendisine şefkatle bakıp sordu: - Bu gece çok mu üzüldünüz? Mahcup vaziyette önüne baktı. - Evet hocam. Çok üzüldüm. - Ne kadar üzülseniz azdır kardeşim. Efendimiz bir kimseden yüz çevirir de, o insan üzülmez mi hiç? Adamcağız özür dileyip, talebesi olmakla şereflendi o gün. İmanın mükâfatı Bir gün de cemaate buyurdu ki: - Cennete iman ile girilecek, ama bir şartla. - Şart ne hocam? - İmanın doğru olması lazım. İşte bu "Doğru iman" o kadar kıymetli ki, Allahü teala onun mükâfatını dünyada vermiyor. - Neden? diye sordular. Buyurdu ki: - Çünkü dünya, buna müsait değil. - Nasıl yani? - Bu dünya, yıpranmaya, yok olmaya mahkum. Ahiret nimetleri ise devamlı ve sonsuzdur. Allahü teala bu nimetler için "Cennet"i yarattı. İmanın karşılığı olan nimetleri "Cennet"te verecek. E-mail: auyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 Fax: (0 212) 454 38 29

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.