Kanlı elbiseler!

A -
A +

Mısır'da yetişen velilerden "İbrahim bin Musa" hazretleri, bazan atına atlayıp süratle bir yerlere gider, saatler sonra tozlara ve kana bulanmış olarak geri dönerdi. Bir defasında yine "kanlı elbiseler"le geri dönmüştü ki, yakınları çok merak ettiler. Ancak çekindiler sormaya. Kendi de bir açıklama yapmıyordu. Birkaç gün sonra... Şam tarafından bir kafile geldi oraya. O civarda kâfirlerle Müslümanların yaptığı savaşı şöyle anlattılar: Durum birden değişti - Düşman ordusu çok kuvvetliydi. Müslümanlar tam mağlub olmak üzere idi ki, son üç günde durum değişti birden. - Nasıl değişti? diye sordular. - İbrahim bin Musa hazretlerinin gelmesiyle, dediler. - Nasıl oldu, anlatsanıza? - Onu, atının üzerinde harp meydanında gördük birden. En ön safta "Allah Allaah!" diyerek düşmana saldırıyor, önüne geleni yere seriyordu. - Sizin de moraliniz düzeldi böylece. - Tabii. Kendimize geldik. Ve ard arda yaptığımız hücumlarla düşmanı püskürttük geriye. - Sonra? - Mübarek zat düşman komutanını da öldürünce kâfirler perişan olup kaçmaya başladılar. Biz de arkalarından kovaladık. Zafer bizim oldu elhamdülillah. *** Bir gün de; - Nasıl muvaffak oldunuz? diye sordular bu zata. Buyurdu ki: - Bir hadis-i şerife yapışmak suretiyle. - O hangi hadis-i şerif hocam? - "Helekel müsevvifun" buyurdu. Sonraya bırakanlar Ve ekledi: - Yani Peygamberimiz, "İyi işleri sonraya bırakanlar ziyan etti" buyuruyor. Ben bu hadis-i şerife uyarak bugünün işini yarına bırakmadım. *** Bir gün de sordular bu zata: - Kalbimizin nurlanması için ne yapalım hocam? Buyurdu ki: - Kızdığınız kimseye dua edin. Kalbi en ziyade nurlandıran şey budurçünkü. - Ama bu, çok zor hocam. - Evet zor. Ama marifet, zoru başarmaktır. E-mail: auyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 Fax: (0 212) 454 38 29

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.