"Onlar yoksa kitapları var"

A -
A +

Evliyanın büyüklerinden ve Dînever şehrinde vefat eden "Ebu Abdullah Dîneverî" hazretleri zamanında bir genç, fena halde âşık olmuştu bir kıza. Onunla evlenmek istiyordu. Fakat annesi razı değildi bu işe. - Hayır! Onunla evlenmeyeceksin! diyordu. Haklıydı da. Zira kızın hali uygun değildi. Ama genç, kaptırmıştı gönlünü bir defa. Annesini de kırmak istemiyordu. İki arada bir derede kalmıştı. Düşündü taşındı. Sonunda annesini de yanına alıp geldi bu zatın huzuruna. Ve arzetti: - Efendim, ben uygunsuz bir kıza âşıkım. Elimde değil, deli gibi seviyorum onu. "Gücünüz yetiyorsa..." Ve ekledi: - Gücünüz yetiyorsa soğutun beni bu kızdan. Kalbimden çıkıp gitsin sevgisi. Onun yerine sizi seveyim. Gencin bu samimi itirafı ve halis niyeti hoşuna gitti bu velînin. Ona şefkat nazarıyla bir defa baktı ve - Seni sevdim, buyurdu. Sen artık benimsin! O anda gencin kalbinden çıktı o kızın sevgisi. Yerine "bu veli"nin sevgisi girdi. Kızdan soğuyup bu veliye âşık oldu. İşte Allah adamları böyledir. Bir nazarla çalarlar insanların kalbini. Fethederler içten içe. Asıl "Keramet" de budur zaten. ??? Bir gün, yolda rastladığı bir gence buyurdu ki: - Dinimizden bir kelime öğrenip başkasına öğretmek, bin kere nafile hacca gitmekten daha çok sevaptır. "Kimden öğrenelim?" Delikanlı bir şey bilmiyordu İslamiyetten. Safiyetle sordu: - Peki, dinimizi nereden öğreneceğiz? - Ehli sünnet âlimlerinden. - Öyle âlimler yoksa? - Onlar yoksa, kitapları var evladım. O âlimlerin halis niyetle yazdıkları kitapları okuyan, hem dinini doğru öğrenir, hem de feyz alır. - Feyz mi? O ne demek? - Feyz, nur demektir evladım. Yani o kitapları okuyanın kalbi nurlanır, temizlenir. - Kalbin temizlendiği anlaşılır mı ki? - Elbette. Kalbi temizlenen kimseye ibadetler tatlı, haramlar çirkin gelir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.