"Senin mesleğin nedir?"

A -
A +

Konya'da doğup Şam'da vefat eden Alaeddin Konevî hazretlerinin ziyaretine bir gün bir terzi gelmişti. Oturup sohbet ettiler. Terzi sordu bir ara: - Efendim, Azrail aleyhisselam geldikten sonra tövbe etsek kabul olur mu? Mübarek, bu suale sualle cevap verdi: - Senin mesleğin nedir? - Terziyim efendim. - Peki, terzilikte en kolay şey nedir? - Kumaşı kesmektir. - Ne zamandan beri kumaş kesiyorsun? - Yirmi senedir. - Pekâlâ, ölüm meleği ruhunu almaya geldiğinde kumaş kesebilir misin? Adamcağız biraz düşündükten sonra, - Hayır hocam, dedi. O kritik anda mümkün değil. "Şimdi tövbe et!" Buyurdu ki: - Yirmi yıldır yapmakta olduğun bir şeyi o kritik anda yapamazsan, hiç yapmadığın bir şeyi nasıl yapabilirsin? Bu mümkün mü? - Haklısınız hocam, mümkün değil. - Öyleyse tövbeyi son nefese bırakma kardeşim. Şimdiden yap ki ağzın alışsın. Ölürken de zor gelmesin. ??? Bir gün de; - Örnek insan nasıl olur? diye sordular bu zata. Buyurdu: - Örnek insan odur ki, din için, insanlara hizmet için kendini feda etmiştir. - Nasıl yani? - Yani insanlara faydalı olmak için kendi zararını düşünemez. "Bu yolda deli gibidir" Nitekim hadis-i şerifte, "Bir kimseye deli denilmedikçe imanı kâmil olmaz" buyuruldu. Ve şöyle devam etti: - İslamiyet fedakârlık ister, çile ister. Ancak böyle olgunlaşır insan. - Ama hocam, kimse çile çekmek istemez ki! - Doğru, çile çekmeyi kimse istemiyor. Zor geliyor, acı geliyor. Halbuki ilaçtır o. İlaçlar elbette acı olur. Ve şöyle bitirdi: - Biz de çocuklarımıza İslamiyeti, ehl-i sünneti anlatalım, öğretelim. Yoksa Rabbimize cevap veremeyiz ahirette.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.