"Bizden zengini yok!"

A -
A +

Fatih Sultan Mehmed Han devrinde yaşayıp Karaman-Lârende'de vefat eden Alaeddin Halvetî hazretlerinin evliya bir zat olduğunu işiten bir genç, kendisini görmek için düştü yollara. Giderken de; - "Eğer hakikaten evliya ise bir kerametini göreyim. Mesela tatlı ikram etsin bana" diyordu kendi kendine. Nihayet gelip çaldı kapıyı. İçeri girdiğinde, bir de baktı ki sofra kurulmuş, üzerinde çeşitli tatlılar var. Mübarek zat; - "Buyur" dedi kendisine. "Bu tatlıları senin için hazırladım. Belki canın istemiştir!" ? Bu zat Allah adamı Delikanlı, "Tamam" dedi içinden. "Bu zat gerçekten Allah adamı." Oturdu sofraya. Birlikte yiyip sohbet ettiler. O günden sonra artık hiç ayrılmadı yanından. ??? Bu zat, bir gün sevdiklerine; - Dünyada bizden zengini yoktur, buyurdu. Dinleyenler şaşırdılar. - Biz neden zenginiz hocam? Buyurdu ki: - Malı çok olanı zengin sanmayın. Asıl zengin biziz. - Nasıl yani? - Biz Müslümanız, öyle değil mi? - Elhamdülillah. - Ehli sünnet üzere imanımız var? - Şükürler olsun. - İşte asıl zenginlik budur. Allahü teala bir kuluna "iman" verdiyse, ona her şeyi vermiş demektir. Saymakla bitmez... Ve ilave etti: - Sonra "sıhhat" nimeti var. Rabbimizin nimetlerini saymaya kalksak bitiremeyiz. Bütün bunlara karşı bizden bir tek şey istiyor Allahü teala. - Ne istiyor hocam? - Kendisini tanımamızı istiyor. Ama tanımak, itaat etmekle olur. İtaat etmeyen tanımış olmaz. ??? Bir gün de sordular bu zata: - Ahirette neler sorulacak hocam? - Dört şey, buyurdu. - Onlar nedir? - Vücudunu nerede eskittiği, vaktini nerede harcadığı, ilmini nerede kullandığı, parayı nereden kazanıp nereye sarfettiği.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.