"O keklikleri yiyebilirsin!"

A -
A +

Horasan'da, Çeşt şehrinde yaşayıp orada vefat eden Ebu Ahmed Ebdal Çeştî hazretleri devrinde bir kişi ava çıkmıştı bir gün. Birkaç keklik avlayıp dönerken kendi kendine, "Ben bu keklikleri avladım ama yemek caiz mi acaba?" diye düşündü. O anda rastladı bu Allah adamına. Durdu ve selam verdi. Tam bunu soracaktı ki, lüzum kalmadı. Büyük veli döndü o kişiye. - Caizdir, buyurdu. Adam afalladı birden. - Ne caizdir hocam? -Avladığın keklikleri yiyebilirsin. Çok duygulanmıştı. Ertesi gün evine gidip talebesi olmakla şereflendi "Saygıda kusur etme!" Bir gün de; - Hocam, evliyaya karşı nasıl davranmak gerekir? diye sordular bu zata. Buyurdu ki: - Evliya zatların büyüklüğünü bilmeli, onları çok sevip saygıda kusur etmemelidir. Sordular: - Onlar neden kıymetlidir hocam? Buyurdu ki: - Çünkü onlar Allahü tealayı, Allah da onları çok sever. Onlar için, kıyamet gününde korku ve hüzün yoktur. ??? Bir gün de; - Allahü tealanın bir kulu sevdiği nasıl anlaşılır? diye sordular. Buyurdu ki: - Allahü teâlâ, sevdiği kuluna üç şey verir. Dinde fakih yapar! - Onlar nedir hocam? - Birincisi, onu dinde fakih yapar. - İkincisi? - Kalbinden dünya muhabbetini çıkarır. - Ya üçüncüsü? - O kimse kendi kusurlarını görmeye başlar. Öyle olur ki, kendi kusurlarını görmekten başkalarının kusurlarını göremez olur. ??? Bir gün de, talebelerine, - Birbirinizi çok sevin,buyurdu. - Seviyoruz, dediler. - Daha çok sevin, buyurdu. - Nasıl yani? - Mesela bir arkadaşınızın ismini duvarda yazılı görseniz, önünüzü ilikleyip öyle geçin oradan.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.