"Ne ikram edeceksin?"

A -
A +

Evliyanın büyüklerinden Ebül Abbas Seyyarî hazretleri, bir gün, "Ahmet" adında bir talebesinin evine gitmişti. Talebe yeni evli ve çok fakirdi. Hocasını görünce çok sevindi garip... Birşeyler ikram etmek istedi. Ancak "bir miktar un"dan başka hiçbir şey yoktu evinde. Mutfakta, hanımıyla "Acaba ne yapsak?" diye düşünüyorlardı ki, hocası seslendi içerden. - Ahmet, evladım! Koşup geldi hemen. - Buyurun hocam. - Evladım karnımız aç. Bize ne ikram edeceksin? "Biraz unumuz var" Genç ezildi, büzüldü ve; - Çok az unumuz var, diyebildi. Buyurdu ki: - Çok iyi, getir o unu bakalım. Delikanlı koşup getirdi o bir avuç kadar unu. Mübarek, bereket için dua edip verdi tekrar talebesine. - Al evladım. Bu undan ekmek yapın da yiyelim! Ve ekledi: - Cenab-ı Hak hanenize bereket versin. İnşallah yıllar yılı yersiniz de bitiremezsiniz o ekmekleri. Hanımı bir çırpıda pişirdi ekmekleri. Yiyip sohbet ettiler. O ekmekleri senelerce yediler de bitiremediler hakikaten. *** Bir gün de; - Hocam, yanımızda gıybet edenler oluyor. Ne yapalım? diye sordular bu zata. Buyurdu ki: - Dinlemeyin. Hatta ikaz edin! - Nasıl ikaz edelim? "Hiç mi iyi tarafı yok?" - Deyin ki, "O kişinin hiç mi iyi tarafı yok? Bir kusurunu görünce, bunu hemen başkalarına söylemek mi lazım? Bu, yakışır mı din kardeşliğine?" - Hocam söylüyoruz, ama yine devam ediyorlar. - O zaman susturun hemen! - Nasıl susturalım? - Açıkça "Sus!" deyin. Böyle yapan, yüz şehid sevabı kazanıyor. - Öyle mi hocam? - Evet. Hem sonra gıybet bir günahsa, dinlemek iki günahtır. - Nasıl yani? - Çünkü sen dinlemeseydin, o, bu gıybeti yapamayacaktı. Sen dinlemekle onun bu günahı işlemesine sebep oldun. E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 Fax: (0 212) 454 38 29

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.