Bostanın suyu!

A -
A +

Merrakuş şehrinde yetişen büyük velilerden Ebül Abbas Sebtî hazretlerinin ziraatle uğraşan bir talebesi vardı. Ve bir sene, şiddetli bir "kuraklık" oldu o havalide. Bir damla suya hasret kaldı toprak. Genç adam bostanını sulayacaktı ama ne mümkün. O böyle kara kara düşünüyordu ki, hocası onu görüp geldi yanına. - Hayrola evlat, bostana su mu vereceksin? - Evet hocam, bostanı sulayacağım, ama... - Aması ne evladım? - Şeyy hocam, su yok malum. - Ee, ne yapmayı düşünüyorsun? - Bilemiyorum. "Bulunur bir çaresi!" - Üzülme evlat, bulunur bir çaresi. Yerleri gökleri yaratan, sana su vermeye kadirdir elbet. - Amenna hocam. - Sen şimdi su yollarını aç ve bekle. Su gelir inşallah. Genç adam; - İnşallah hocam! deyip açtı su yollarını. Ve beklemeye koyuldu. O gece sabaha karşı bir şarıltı işitti birden. Evet, su gelmişti. Hem de dolu dolu. Bostanını sulayıp şükretti Allah'a. Sulama işi bitince kesildi su. ??? Bir gün de, bazı gençlerle sohbet ediyordu ki, sordu onlara: - İnsan, bu dünyada ne için yaşar dersiniz? - Bilmiyoruz, dediler. Rıza-i ilahi için Buyurdu ki: - Müslüman, Allahü teâlânın rızasını kazanmak için yaşar. Bunun için çalışır. - Başka maksadı yok mudur yani? - Hayır, tek gayesi, Rabbinin rızasını ve sevgisini kazanmaktır. Ayrıca... - Ayrıca ne hocam? - Müslüman, Sevgili Peygamberimizi anasından, babasından, hatta canından bile daha çok sever. - Ne güzel. Keşke biz de öyle sevebilsek. - Evet, Eshab-ı kiram böyleydi mesela. Canlarından, mallarından, evlat ve iyallerinden daha çok severlerdi Onu. - Hatta Onun için ölürlerdi, değil mi hocam? - Elbette. Harplerde seve seve ölüme atılır ve şehid olurlardı Onun uğrunda.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.