Sevindiren sevindirilir!

A -
A +

Anadolu velilerinden "Palamut Dede"nin evinde hiç yiyecek kalmamıştı bir gün. Olacak bu ya; O gün, bir de misafiri geldi uzaktan. Ona ikram edecek bir şeyi olmayınca çaresizlikten iyice sıkılmıştı ki, o anda çalındı kapısı. Gelen, eski bir talebesiydi. Elindeki tepsiyi uzatıp arzetti: - Hocam, bu böreği sizin için yaptım. Lütfen kabul buyurunuz. Mübarek sevinçle aldı böreği ve doyurdu misafirini. Çok memnun olmuştu. Ertesi gün çağırdı o genci. Delikanlı koşup geldi hemen. - Buyurun hocam. - Evladım, dün beni çok sevindirdin. - Mühim değil hocam. - Öyle bir zamanda getirdin ki o böreği, fevkalade makbule geçti. Allah senden razı olsun. - Sizden de hocam. Dile benden ne dilersen - Eee şimdi sıra bende. Dile benden ne dilersen. - Sağlığınız hocam. - Yoo hayır, bir şey iste. - Şeyy hocam... - Sıkılma evladım, söyle. - Kalp gözümün açılması en büyük arzumdur hocam. Mübarek açtı ellerini, yalvardı: - Yâ Rabbî! Aç bunun kalp gözünü! Duası anında kabul oldu ve açıldı gencin kalp gözü. *** Bir gün de; - Hocam, bize Peygamber Efendimizden bahseder misiniz, diye rica ettiler. Buyurdu ki: - O, hayatında hiçbir mümine sert bakmamış, kimseyi incitmemiştir. - Kâfirleri de mi? diye sordular. - Evet, buyurdu. Kendisine eziyet eden, hatta öldürmek isteyenler hakkında bile en fazla "Bilmiyorlar, bilseler böyle yapmazlar" buyururdu. Hiç "yok" demezdi Sordular yine: - Efendimiz, hiç "yok" demezmiş öyle mi hocam? - Evet. Kendisinden bir şey istendiğinde, o şey varsa verir, yoksa cevap vermezdi. *** Bir gün de bazı sevdiklerine; - Allahü teâlânın bir kimseyi sevdiğinin alameti nedir, biliyor musunuz?diye sordu. - Bilmiyoruz, dediler. Buyurdu ki: - İki alameti vardır. Birincisi, o, hiç kimseye yük olmaz. - İkincisi nedir hocam? - İkincisi de hep hayırlı işlerle uğraşır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.