"Uyanıkken ele geçene bak!"

A -
A +

Balıkesir'de yaşayan velilerden "Narlı Dede"nin talebesinden biri, bir gece Sevgili Peygamberimizi rüyada gördü ve; - Yâ Resulallah! Bu zamanın en faziletlisi kimdir? diye sordu. Efendimiz; - Senin hocandır, buyurdular. Sevinç içinde uyandı. Sabah olunca koştu hemen hocasının huzuruna. Gördüğü rüyayı anlatacaktı ki, mübarek zat tebessümle baktı ona. - Rüya mı anlatacaksın oğlum? - Evet hocam, bu gece... Sözünü kesti gencin. - Vazgeç oğlum, anlatma. Talebe şaşırdı. - Peki, ama neden? - Bizim yolumuzda rüyalara kıymet verilmez de ondan evladım. "Rüya, tâbire muhtaç" - Ama hocam... - Biliyorum oğlum, Efendimizi gördün rüyada. Ama rüyalar tabire muhtaçtır. Sen, rüyada değil, uyanıkken ele geçene bak. O kıymetlidir asıl. *** Bir gün, nasihat isteyen bir gence, - Evladım, dünyada imtihanda olduğumuzu sakın unutma, buyurdu. Ve ekledi: - Yoksa ahirette göz açtığımızda, "Eyvaah! Biz ne yaptık? Niçin bu işi beceremedik. Niçin İslâma tam uymadık?" der ve çok pişman oluruz. - Çaresi ne? diye sorunca da; - İslamiyeti öğrenmektir, buyurdu. Bilmeden Müslümanlık olmaz çünkü. *** Bir gün de, sevdiklerine; - Kardeşlerim, biz öyle büyük bir nimete kavuştuk ki, bunu ancak ahirette anlayacağız, buyurdu. Sordular: - O hangi nimet hocam? Hakkı bâtıldan ayırmak Buyurdu ki: - Doğru yolu bulma nimeti. Çünkü hakkı batıldan ayırmak çok zordur. Peygamberimiz bile "Yâ Rabbî, bana hakkı hak, batılı da batıl göster" diye dua ederlermiş. *** Bir gün de; - Yemek âdâbından bahseder misiniz? diye ricada bulundular. Buyurdu ki: - Bir kimse yemek yerken Allahü teâlâyı ne kadar hatırlarsa, namazda da o kadar hatırlar. Ve ilave etti: - Onun için yemeği, Allahü teâlânın huzurundaymış gibi yemeliyiz. > E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 Fax: (0 212) 454 38 29

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.