Namazlarını kılabildin mi?

A -
A +

Anadolu evliyasından olup 1697 de İstanbul'da vefat eden "Gavsî Ahmet Dede"nin sevdiklerinden bir delikanlı, bir vapur yolculuğu sonunda geldi bu zatın huzuruna. Büyük zat sevgiyle karşıladı genci. - Hoşgeldin oğlum. - Hoşbulduk hocam. -Yolculuk nasıl geçti evladım? - Hamdolsun hocam, iyi geçti. - Pekii gemide namazlarını tamam kılabildin mi? Genç büktü boynunu. Zira yolculuk esnasında bir kaç vakit namazı kazaya kalmıştı. Büyük Veli de bunu bilerek soruyordu zaten. - Yoksa kılamadığın namazlar oldu mu? Malesef oldu hocam Delikanlı mahcuptu. - Malesef hocam. Birkaç vakit namazım kazaya kaldı. - Neden oğlum? - Şeyy hocam, gemide eşyalarım vardı da. Onların yanından ayrılamadım. - Çalınır diye mi korktun yoksa? - Evet. - Vaah evladım, çok yanış yapmışsın. Keşke bütün malların çalınsaydı da, bir vakit namazın kazaya kalmasaydı. Talebe utancından yere bakıyordu ki, ilave etti: - Bana sorarsan, bir vakit namazım kazaya kalacağına, bin defa ölmeyi tercih ederim. *** Bu zat, "Gıybet"ten çok korkar, herkese de bunun zararını anlatırdı. Bir gün sevdikleriyle otururken, - Ben Rabbimden bir tek şey istiyorum! buyurdu. Hemen sordular. - O nedir ki hocam? Gıybete girmeden ölmek Buyurdu ki: - Ona, hiç gıybet etmemiş olarak kavuşmak. Bunu çok istiyorum. - Neden hocam? - Çünkü gıybet, kul hakkına girer de ondan. - Öyle mi? - Evet. Kıyamet gününde, hiç kimse beni böyle bir şey için arasın istemiyorum. - Biz de istemeyiz hocam. - İstemiyorsanız kul hakkına girmeyin. Girmişseniz dünyada iken helallaşın! - Ya helal etmezse? - Ne yapıp edip o helallığı alın. Hediye verin, yemeğe çağırın, birşeyler yapıp mutlaka helallaşın. Yoksa ahirette çaresi bulunmaz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.