"Ben seni tanımıyorum!"

A -
A +

Bitlis'in Nurşin ilçesinde medfun bulunan büyük velîlerden "Ziyâeddin Nurşînî" hazretleri, bir gün şunu anlattı cemaatine: Vaktiyle bir şehirde "salih bir Müslüman" yaşardı. Vakitlerinin çoğunu ibadetle geçirirdi ama bir şeyi ihmal ederdi. Resulullaha "Salevat okuma"yı. Bu salih kişi, bir gece Resulullahı gördü rüyada. Ama hiç iltifat görmedi Efendimizden. Mübarek başlarını çevirdiler ondan. Adam çok üzülüp ağlamaya başladı. Gözyaşları içinde; - Yâ Resulallah! Niçin böyle davranıyorsunuz? diye sordu. Efendimizin cevabı üç kelimeydi: - Ben seni tanımıyorum! Eyvaah! Adamcağız bu cevapla kahroldu ve başladı dil dökmeye: - Yâ Resulallah! Ben senin ümmetinden bir Müslümanım, beni nasıl tanımazsınız? Halbuki siz, babanın oğlunu tanımasından daha fazla tanırsınız ümmetinizi. Efendimiz; - Evet öyledir, buyurdu. Ama sen, bana hiç salevat göndermiyorsun. Ben ümmetimi, bana okudukları salevat miktarınca tanırım. Uykudan uyandığında kan-ter içindeydi. Tabii anlamıştı hatasını. O günden sonra salevat okuyordu artık. Her gün belli miktar okumayı âdet edinmişti. Birkaç gün sonra, bir gece yine rüyada gördü Resulullahı. Bu defa Efendimiz ona sevgiyle baktılar ve tebessüm ederek; - Seni şimdi tanıdım! buyurdular. Allah korkusu Bir gün de sohbetinde; - Peygamber Efendimiz, Allahü teâlânın Habîbi olduğu halde, O'ndan en fazla korkan da yine O idi, buyurdu. - Resulullah mıydı? dediler. - Evet. Nitekim bir gün eshâb-ı kirama karşı; "Allahü teâlâdan en çok korkanınız benim" buyurmuşlardır. Ve ekledi: - Bu korku sebebiyledir ki, namaza başlayınca "göğsünün hırıltı"sı işitilir, "su fokurdar" gibi sesler duyulurdu dışarıdan. - Başkaları da bu sesi duyar mıydı efendim? - Evet. Âişe validemiz bu sesi daima işittiğini haber vermiştir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.