"Seni memnun edebildim mi?"

A -
A +

Son devir Anadolu velîlerinden "Zeynullah Kazânî" hazretleri, bir gün sevdiklerine Peygamber Efendimizden bahsederken; - O, alabildiğine merhametli olup, herkesi memnun etmek âdetiydi, buyurdu. Bir gün, bir köylü geldi huzuruna ve bâzı şeyler istedi. Efendimiz istediği şeyleri verdikten sonra; - Seni memnun edebildim mi acaba? diye sordu. Köylünün cevabı menfi idi. - Hayır! Eshâb-ı kiram taaccüp ettiler bu cevaba. Hattâ öfkelendiler içlerinden. Zira Efendimize "Hayır!" demek, küstahlığın âlâsıydı. Ama Efendimiz yine de mazur gördü onu. İstediği şeylerden bir şeyler daha verip tekrar sordu: - Şimdi memnun oldun mu? - Evet, Allah senden râzı olsun, dedi. Beni ihsana boğdun. Ve dualar ederek ayrıldı huzurdan. O gidince Efendimiz ordakilere dönerek; - Ey Eshâbım! Az önce siz o köylüyü nerdeyse azarlayacaktınız, buyurdu. Eğer böyle yapsaydınız, bizden uzaklaşacak ve helak olacaktı. Ama şimdi memnun ve bizi severek ayrıldı. Böyle yapma! Bir gün de şunu anlattı cemaatine: Peygamber Efendimiz, Eshâbına merhamet eder, onlara her şeyin kolayını emrederdi. Kendisi "gece namazı" kıldığı halde ümmetine emretmedi. Nitekim bir gün mescitten çıkarken Eshâptan birinin, durup dinlenmeksizin namaz kıldığını gördü. Yanına gidip omuzundan tutarak kaldırdı ve; - Böyle yapma! buyurdu. Allah seni, gücünün yetmeyeceği şeylerle mükellef kılmadı. Bir sahâbî de aralıksız her gün oruç tutuyordu. Efendimiz bunu da haber aldı ve o sahâbîyi çağırıp buyurdu ki: - Öyle yapma! - Nasıl yapayım yâ Resulallah? - Bir gün tut, bir gün tutma! Bir gün de namaz kılarken bir çocuk ağlaması işitti. Ona merhametinden çabuk selâm verip; - O çocuğu susturun! buyurdu. Ağlamasın yavrucak.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.