Önce gayret, sonra dua

A -
A +

Tunus Evliyâsından "Muhammed bin Ali Mâzerî" hazretlerine, bir gün bir kimse gelerek; - Efendim, elim çok dar. Maddî sıkıntı içindeyim. Ne olur, dua edin de Allahü teâlâ bana bol rızk versin, diye yalvardı. Cevabı, menfî oldu mübareğin: - Hayır kardeşim, bunun için dua edemem. Adamcağız şaşırdı. - Neden hocam? - Allahü teâlâ, "Rızık için çalışın, sebeplere yapışın!" buyuruyor. Sen ise çalışmıyor, oturduğun yerde rızkının ayağına gelmesini istiyorsun. Bu olmaz. Üzülmüştü. - Yâni dua etmiyecek misiniz efendim? - Ederim, ama bir şartla. - Tamam, şartınızı kabul ediyorum. - Öyleyse sebeplere yapışacaksın. Eğer bunu yapmazsan, o zaman dua etsem bile kabul olmaz. Emr-i marufun kıymeti Bir gün de sevdiklerine; - Bir kimse Peygamber Efendimizin yaptıklarını yaparsa, Onun halifesi olur, buyurdu. Anlamadılar. - Nasıl yâni efendim? - Peygamber Efendimiz ne yapıyordu? - İnsanları islâma çağırıyordu. - Yâni Allahın kullarına îmanı, helâli, haramı öğretiyordu, öyle değil mi? - Evet efendim. - İşte bir mümin de, insanlara islâmiyeti öğretir, helâli haramı hatırlatır, yâni emr-i mâruf yaparsa, Peygamber Efendimizin yaptığını yapmış olur ki, Onun vekili, yâni halifesi olmuş demektir. Üç türlü insan var Bir gün de sohbetinde; - Üç türlü insan vardır, buyurdu. - Nasıl? dediler. - Birinci kısımda olanlar; "Benimki benim, seninki de benim" derler. Bunlar, hayvan sıfatlı insanlardır ki, on para etmezler. - İkincileri nasıldır efendim? - İkincileri; "Benimki benim, seninki senin" derler. - Ya üçüncüleri hocam? - Onlar ise; "Seninki senin, benimki de senin" derler ki, müslümanlıkta bu vardır işte. > E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.