İstersen beraber gidelim

A -
A +

Niğde-Bor kazâsında doğan bir mübârek zât var. Ahmed-i Kuddûsî" rahmetullahi aleyh". Uzun yıllar mescid-i nebevîde çok riyâzet çekti. Peygamber Efendimizin hitâbına ve iltifâtına kavuştu. Efendimiz kendisine; - Bor'a dön! buyurdular. - Başüstüne! deyip geri döndü Bor'a. Ama din düşmanları çok azgındı o ara. Bu yüzden kapandı evine. "Onüç sene" hiç çıkmadı. Sevenleri evine geliyordu. O da bunlara ilim öğretiyordu. Ve bir Cuma günü... Dostlarından biri geldi yine. Oturup sohbet ettiler. Az sonra Cuma vakti yaklaştı. Fakat "Kuddûsî Efendi" pek rahattı. Ezan vakti de geldiği halde yine bir telaş yoktu büyük Velî'de. Misafir izin istedi nihayet. - Ben kalkayım efendim. - Neden? - Cuma vakti geldi hocam. Ancak yetişiriz. Buyurdu ki: - İstersen beraber gideriz. - Yok hocam, ben çıkayım. - Pekâlâ, buyurdu. Ama bekleseydin, beraber giderdik. Cumadan sonra yine beklerim. - Peki hocam, gelirim. Ve kalkıp gitti. Giderken de; "Acaba beraber mi gitseydik..." diye geçirdi içinden. Cumâyı kılıp geldi yine. Bir de ne görsün, ortada bir sofra var. Üzerinde çeşitli meyveler. Özellikle ağacından yeni kopmuş "Taze Hurma"lar. - "Allah Allah!" dedi içinden. "Bu meyveler Bor'da yetişmez ama..." Ve sordu: - Efendim, bildiğim kadarıyla bu hurma bizim buralarda yetişmiyor. - Haklısın yetişmiyor. - Hocam merakımı bağışlayın. Öyleyse nereden geldi bunlar? Hem de yeni kopmuş dalından. Mübarek gülümsedi. - Beytullah'tan. - Beytullahtan mı? - Evet. Benimle gelseydin, Cumayı sen de kılardın Beytullah'ta. Adam pişman olmuştu, ama ne fayda... > E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.