Halil İbrahim bereketi

A -
A +

"Halîl" ile "İbrâhim" adında, çok önceden, İki kardeş yaşarmış, birbirini çok seven. Ortak bir tarlaları varmış ki hem onların, Geçinip giderlermiş geliriyle tarlanın. Bir yıl, ekinlerini biçip harman yapmışlar. Buğdayları savurup, ikiye ayırmışlar. Büyük olan demiş ki: (Ey kardeşim İbrâhim! Ben gidip çuvalları ambardan getireyim. Ben gelinceye kadar, göz kulak ol buraya. Herhangi zarar ziyân gelmesin buğdaylara.) Halîl eve gidince, düşünmüş ki İbrâhim: "Ben bekâr bir kişiyim, evlidir fakat âbim. Daha çok buğday lâzım elbet onun evine. Benimkinden bir miktar atayım onunkine". O, âbisi hakkında böylece düşünerek, Payından, onunkine aktarmış üç beş kürek. Halîl de çuvallarla dönüp gelmiş o ara. Demiş: (Haydi doldur da, götür senin anbara.) İbrâhim "Peki" deyip, kendine âit olan, Buğdaydan yüklenerek anbara olmuş revân. İbrâhim ayrılıp da gider gitmez anbara, Şu şekilde düşünmüş âbisi de o ara: "Çok şükür ben evliyim, kurulu düzenim var. Lâkin küçük kardeşim İbrâhim henüz bekâr. Benim böyle derdim yok, hazır evim ve eşim. Buğdaya, benden fazla muhtâçtır bu kardeşim." Kardeşinin hakkında, o böyle düşünerek, Payından, onunkine aktarmış bir kaç kürek. Buğdayı yüklenip de, ayrıldığında biri, Ona, kendi payından aktarırmış diğeri. Onların bu hâlleri, o gün akşama kadar, Birbirinden habersiz, sürüp gitmiş bu karar. Nihâyet bakmışlar ki karanlık bastığında, Hiç azalma olmamış buğday yığınlarında. Onlar, birbirlerine böyle güzel hareket, Edince, vermiş Allah onlara bir "bereket". Günlerce taşımışlar, bitmemiş buğdayları. Dolup taşmış buğdayla evleri, anbarları. İşte, "Halîl İbrâhim bereketi" denilen, Hâdise, bu şekilde vâki olmuş eskiden. ------ E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.