"Bu isyancı kim?"

A -
A +

"Hacı Bayrâm Velî"yi bâzı çekemeyenler, Kendisini Sultana şikâyet eylediler. Dediler: (Hacı Bayrâm diyorlar kendisine. İnsanlar, akın akın giderler meclisine. Aleyhinizde dahî, söz söylemiş bu insan. Korkarız ki, ilerde çıkarır belki isyân.) Pâdişâh, tetkîk için bu şahsın durumunu, Emretti: (Yakalayıp, getirin bana onu! Emrime başkaldırıp, gelmek istemez ise, Zincire bağlayarak, getirin zorla bize.) Vazîfeli memurlar, bu fermânı aldılar. Edirne'den çıkarak, yola revân oldular. Ankara'ya az bir yol kalmıştı ki, bir ara, Rastladılar bir "genç"le, nûrlu bir "ihtiyâr"a. O yaşlı zât, bunlara sordu ki: (Acabâ siz, Nereye, ne maksatla acele gidersiniz?) Dediler: (Ankara'da varmış ki garip biri, Toplamış etrâfına, bir grup kimseleri. Sultâna başkaldıran isyâncı biri imiş. Adı da, halk içinde "Hacı Bayrâm Velî"ymiş. Biz, onu yakalayıp, Sultâna varacağız. Gelmek istemez ise zincire vuracağız. O nûr yüzlü ihtiyâr, dedi ki o erlere: (Aradığınız benim, gitmeyin başka yere.) Bu sözler karşısında, şaşkına döndü erler. (Hayır, siz öyle biri değilsiniz) dediler. "Hacı Bayrâm-ı Velî", buyurdu ki bu defa; (Yine de biz gidelim birlikte pâdişâha. "Peki" deyip, birlikte döndüler Edirne'ye. Sultân merak ederdi: (Bu isyâncı kim?) diye Bir "Eşkıyâ" beklerken, Sultân İkinci Murât, Gördü ki, karşısında "Nûr yüzlü Velî" bir zât. İhsânlarda bulundu kendisine gâyetle. Ve lâkin "Hacı Bayrâm", reddetti nezâketle. Sultân ısrâr edince, buyurdu ki o zaman: (Pâdişâhım, mutlaka gerekliyse bir ihsân, Vergi ve askerlikten, bilcümle talebemiz. Bir müddet muâf olsun muvâfık görürseniz.) Pâdişâh, Hacı Bayrâm Velî'nin teklîfine, (Uygundur) buyurarak, fermân verdi eline. "Devamı yarın" > E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.