Adâlet ve ihsân

A -
A +

"Abdülvehhâb-ı Mısrî", hâl ehli bir velîydi. Nasîhati, herkese pek çok fâideliydi. Derdi ki: İki türlü, kula gelir hidâyet. Kimine "İhsân" olur, kimine de "Adâlet". Bir kimse, duâ edip dese ki: (Yâ ilâhî! Îmân ve hidâyete kavuştur beni dahî.) Onun, hüsnü niyetle yaptığı bu duâyla, O kulu, hidâyete erdirir Hak teâlâ. İnsan, bütün ömrünce istese bunu bir an, Ölmeden, o kimseye nasîb olur bu "îmân". İşte, duâ edip de, hidâyete kavuşmak, "Adâlet-i ilâhî" sâyesindedir ancak. Bâzı kimseler dahî vardır ki bu dünyâda, Îmâna gelmek için bulunmaz bir duâda. Haberi bile yoktur îmândan, hidâyetten. Lâkin seçip kurtarır, Allah onu o 'dert'ten. Yâni ona tanıtır "Sevdiği bir kulu"nu. Onun vâsıtasıyla, kendine çeker onu. Bu da, Hak teâlânın "İhsânı"dır ki elbet, Dünyâda, olmaz artık bundan büyük bir nîmet. Bir "Mürşid-i kâmil"i tanımadan bir kimse, Yüz sene, hiç durmadan ibâdet, hizmet etse, Kayabilir ayağı yine o Müslümanın. Çünkü tasarrufunda değildir bir üstâdın. Rehberi olmayanın îmânı, bu devirde, Yüzen "Tahta parçası" gibidir bir nehirde. Dalgalar tesiriyle bir batar, sonra çıkar. Her an bir tehlikeye olabilir o dûçâr. Rehberi olanların îmânına gelince, "Kaya" gibi muhkem ve sağlam olur bir nice. Yâni hakîkî rehber olmadan bir şey olmaz. İnsanlar, âhirette azâbtan kurtulamaz. Peygamber olmayınca, nasıl ki din olmazsa, Onun vârisleri de öyledirler hülâsa. Lâkin mürşid geçinen, sahte şeyhler dahî var. Bu gibiler, din değil, "Dünyâ adamı"dırlar. Onların olmaması, olmasından iyidir. Çünkü onlar, "Yol kesen eşkıyâ"lar gibidir. Eşkıyâ, insanların, alır yalnız malını. Bunlar ise çalarlar dînini, îmânını. E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.