Şükür ve sadâkat

A -
A +

Dînimizde güzel huy ve ahlâk, kırk adettir. Biri de Rabbimize her dâim "Şükretmek"tir. Yâni herhangi kimse, herhangi bir zamanda, Herhangi bir kimseye, herhangi bir mekânda, Herhangi bir şekilde, herhangi bir sebepten, Hamd ve şükr eder ise, bütün bunlar tamamen, Rabbimizin hakkıdır, mahsustur yâni O'na. Çünkü bu duyguları O'dur veren insana. Kendisi buyurur ki: (Eğer şükrederseniz, Verdiğim nîmetleri arttırırım, biliniz.) Nîmetin şükrü ise, Allah ve Resûlünün, Bildirdiği şekilde yapmakla olur mümkün. İnsanlara ve hele ebeveyne teşekkür, Etmeyenler, Allaha edemezler tam şükür. Lokmân sûresinde de nitekim Hak teâlâ, Buyurdu: (Şükret bana, hem ana ve babana.) Küfrân-ı nîmet olur şükredilmezse eğer. Kıymeti bilinmezse, o nîmet elden gider. Şükreden kullarını sever cenâb-ı Allah. Îmansız gidebilir şükretmeyen mâzallah. Güzel huy ve ahlâkın şudur ki birisi de. Sıdk, yâni "Sadâkat"tir her iş ve her sözünde. "Sıdk"; sadâkat, bağlılık, doğru sözlü olmaktır. Hak yolunda bulunup, onda sâdık kalmaktır. Cümle Peygamberlerin sıfatlarındandır sıdk. Husûsen Efendimiz, oldu "Muhbir-i sâdık". Yâni O, insanlara doğruyu haber verdi. Emir ve yasakları aynen tebliğ eyledi. Dînimiz, sadâkate çok önem vermektedir. Nitekim cenâb-ı Hak şöyle bildirmektedir: (Siz beni anarsanız sıdk ile, ihlâs ile, Ben de sizi anarım necât ve halâs ile.) Kim ki Resûlullaha tâbi olursa eğer, Sâdıklardan olmanın saadetine erer. Her hâliyle gösterir mümin sadâkatini. Sıdk ile, ihlâs ile yapar ibâdetini. Sözüne güvenilir, va'dinden dönmez aslâ. Ticaret işinde de emîn olur pek fazla. Bir hadîs-i şerîfte buyurdu Resûlullah: (Sâdık olan tâciri sever cenâb-ı Allah.) ------ E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.