Âhirette felaketten kurtulmak...

A -
A +

Dünyâda ve âhirette felâketlerden kurtulmak, râhat, mesût yaşamak için öncelikle îmân etmelidir. Îmân bilgilerini de, ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdikleri gibi doğru olarak öğrenmelidir. Îmânı, doğru olan müminin ikinci vazîfesi, sâlih olmak yanî, Allahü teâlânın rızâsını, sevgisini kazanmaktır. Bunun için, kalb ve beden ile yapılması, sakınılması emrolunan din bilgilerini öğrenip, bunlara uygun yaşamak yanî ibâdet yapmak lâzımdır. Ra'd sûresinin 22. âyet-i kerimesinde meâlen; (Onlar, şu kimselerdir ki, Rablerinin rızâsını kazanmak için sabrederler. Namâzlarını dosdoğru kılarlar. Kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli ve âşikâr infâk eder, verirler. Kendilerine kötülük yapanlara, iyilik ederler. O mü'minler için âhiret saâdeti ve râhat vardır) buyurulmuştur. Îmânı olmayan kimsenin, sonsuz olarak Cehennem ateşinde yanacağını Peygamber efendimiz haber vermektedir. Bu haber elbette doğrudur ve buna inanmak lâzımdır. Herhangi bir insan, sonsuz olarak ateşte yanmak felâketini düşünse, korkudan aklını kaçırır. Bu korkunç felâketten kurtulmak için; "Allahü teâlânın var ve bir olduğuna ve Muhammed aleyhisselâmın Onun son Peygamberi olduğuna, Onun haber verdiği şeylerin hepsinin doğru olduğuna inanmak, îmân etmek" lâzımdır. Böylece insan, bu sonsuz felâketten kurtulabilir. "SEN KAZANÇLI ÇIKTIN!.." Eshâb-ı kirâmdan Ebû Hüreyre hazretleri şöyle nakleder: "Suheyb-i Rûmî hazretleri Mekke'den hicret ederken, Kureyş müşrikleri onu takîbe başladılar. Hazret-i Suheyb yanına aldığı okları göstererek; -Benim iyi ok attığımı bilirsiniz, bana yaklaşmayınız, dedi. Müşrikler; -Bize Mekke'de sakladığın yiyeceklerin yerini söyle, seni takipten vazgeçelim, dediler. Bıraktığı yiyeceklerin yerini söyledi. Onlar da takîp etmekten vazgeçtiler. Hazret-i Suheyb, Resûlullah efendimizin huzûruna varınca, üç kerre; (Alışverişinde kazançlı çıktın) buyurdular. Sonra, Bekara sûresinin 207. âyet-i kerîmesi nâzil oldu. Bu âyet-i kerimede meâlen; (İnsanlar arasında, Allahın rızâsını kazanmak için cânını verenler vardır. Allah, kuluna karşı şefkâtlidir) buyuruluyordu." Ebû Bekr-i Verrâk hazretleri buyuruyor ki: "Dâimâ seninle olması gereken beş şey vardır. Bunlar, Allah, nefis, şeytan, dünyâ ve halktır. Eğer bunlara karşı şu beş şeyi tatbikte muvaffak olursan, saâdete erersin. Allahü teâlânın emirlerine itâat edip, yaptığı her şeyi beğenip râzı olmak, nefse muhalif olup, şeytana düşman olmak, dünyâdan sakınmak, halka karşı da şefkatle muâmele etmek lâzımdır." Allahü teâlânın kendisine verdiğinden memnûn ve râzı olandan, Allahü teâlâ da râzı olur. Abdülazîz bin Abdüsselâm hazretleri; "Kim Allahü teâlânın rızâsını, nefsinin arzu ve isteklerine tercih ederse, Allahü teâlâ da o kuldan râzı olur. Kim insanların rızâsını tercih etmek sûretiyle, Allahü teâlânın gadabına sebep olacak şeyi yaparsa, o kimseye hem Allahü teâlâ gadab eder, hem de onu insanların gözünden düşürür" buyurmuştur. Îmân-ı kâmil olan mü'minler, Allahü teâlânın rızâsını ve sevgisini kazanmak için, nefislerine zor gelen, güç şeyleri yapmayı seçerler. Allahü teâlânın rızâsını ve sevgisini kazanmak için, küfürden yani inkârdan teberrî yani uzaklaşmak gibi, hiçbir amel ve ibâdet yoktur. Ebû İshâk el-Fezârî hazretleri; "Bâzı kimseler, insanlar tarafından medholunmayı seviyorlar. Halbuki, Allahü teâlânın rızâsı yanında, insanların övmelerinin, hiç kıymeti yoktur" buyurmuştur. İKİ CİHAN SAADETİ İÇİN... Netice olarak, dünyada ve âhirette felâketten kurtulmak için, Allahü teâlânın emirlerini yerine getirip, yasaklarından sakınmayı ganimet bilmelidir. Dünyayı ele geçirmek için âhireti vermek ve insanlara yaranmak için Allahü teâlâyı bırakmak ahmaklık alâmetidir. Akıllı bir kimse, sonsuz olarak ateşte yanmak ihtimâlinden kurtulmak için bunun çâresini arar. İnsan Allahü teâlâya ne kadar yaklaşırsa, hem dünyada hem de âhirette mutlu olur. İnsan Allahü teâlâdan ne kadar uzaklaşırsa, hem dünyası hem de âhireti perişan olur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.