İstanbul'da MOBESE ile trafik denetimi yapılmalı

A -
A +

MOBESE ile trafik denetimi uygulaması Türkiye'de ilk defa Malatya'da başladı... İstanbul'da yaşayanlar "trafik terörü"nden yana çok dertli. Çevremizde her gün maddi hasarlı, yaralamalı ve ölümlü trafik kazalarına şahit oluyoruz. Trafik polisi ve fahri trafik müfettişi sayısı yetersiz olduğundan, mega kentte yeterli trafik denetimi yapılamıyor. Asayiş amaçlı kullanılan MOBESE kameralarından trafik amaçlı da yararlanılması zarureti hasıl olmuştur. Fahri Trafik Müfettişi adayı ve İstanbul'da yaşayan, trafik teröründen kurtulmak isteyen bir vatandaş olarak, mega kentin çeşitli ilçelerinde konuşlandırılmış olan MOBESE kameraları ile trafik denetimi yapılmasını istiyorum. Bu isteğimi İstanbul'un yeni Emniyet Müdürü Sayın Hüseyin ÇAPKIN'ın takdirlerine sunuyorum. Merkezi İstanbul'da bulunan Fahri Trafik Müfettişleri Derneği Başkanı Av. Sami Güleçyüz, Malatya Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya'ya bir mektup yazarak, Türkiye'de ilk defa MOBESE kamerası ile trafik denetimi yapılması uygulamasının Malatya'da başlatılmasından dolayı teşekkür etti. Dernek Başkanı Av. Güleçyüz, yaptığı açıklamada, MOBESE kamerası ile trafik cezası kesme sistemi ile ilgili olarak, İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve TBMM İçişleri Komisyonu Başkanlığı nezdinde çeşitli girişimlerde bulunmalarına rağmen, ilgili kurumlardan, mevzuat sebebiyle bugüne kadar herhangi olumlu bir cevap alamadıklarını belirterek; bu önerinin, Malatya Emniyet Müdürlüğünce hayata geçirilmesinden dolayı mutlu olduklarını bildirdi. MOBESE kamerası ile trafik denetiminin çok yararlı sonuçlar getireceğini, trafikte kural ihlali yapan sürücülerin bundan böyle daha duyarlı ve dikkatli olacağını belirten Güleçyüz, bu uygulamanın başta İstanbul olmak üzere, Türkiye genelinde MOBESE kurulumu olan il ve ilçe merkezlerinde uygulanmasına ihtiyaç duyulduğunu söyledi. > Halis Kahraman Tıbbi Sekreterlik mağdurları 2002 yılı Tıbbi Sekreterlik mezunuyum. Defalarca KPSS sınavına girmeme ve kayda değer puanlar almama rağmen yerleştirmem yapılamamıştır. Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliğinde; İdari İşlerde Çalışanların Görev ve Yetkileri" bölümünde yer alan "Tıbbi Hizmetlerde Çalışanların Görev ve Yetkileri", Madde 160'taki muhteva gözden geçirilmeli, bu alanda öğrenim gören eğitimli tıbbi sekreterlerin çalışabileceği ibaresi eklenmesi gerekmektedir. Biz eğitimli tıbbi sekreterler olarak KPSS atamalarında bizlere daha fazla kadro verilmesini istiyoruz. Şu ana kadar hep az sayıda kadro ile geçiştirildi. Madem Tıbbi Sekreterlik görevini lise mezunu tıbbi terminoloji ve yazışma tekniklerini bilmeyen kişilerle taşeron firmalar yapacaktı; neden devlet ve sağlık bakanlığı Tıbbi Sekreterlik Bölümünün açılmasına izin vererek, 4 yılımızı kaybetmemize sebep oldu? Sayın Sağlık Bakanım, madem ihtiyaç yoktu, madem atamayacaktınız, madem birkaç aylık halk eğitim belgelerini alanları biraz daha ucuza yerimize alacaktınız; 4 yılımızı verdiğimiz mesleğimiz bu kadar kolay öğreniliyor madem, Tıbbi Sekreterlik Bölümünü neden açtınız? Hak verdiniz, okuduk, verilen hak alınmaz, değil mi? İnşallah memuriyete giriş yaşını aşmadan verdiğiniz hakkı kullanmamız için önümüzü açarsınız. Kamu hastanelerinde hiçbir sağlık personeli taşeron firmasına bağlı çalışmamaktayken tıbbi sekreterler bu firmalarda çalıştırılmaktadır. Bu yanlıştan bir an önce dönülmesini istiyoruz. > Canan Gürdal TOKİ, sevincimizi yarım bırakmamalı TOKİ Genel Müdürlüğü'ne; TOKİ Kayabaşı konutlarına yazıldım, bir ev çıktı; herkes gibi ben de çok sevindim. Biz dar gelirli vatandaşlara bu imkanı sundukları için öncelikle yetkililere teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Yalnız; kreş, lise, ilköğretim okulları ve dairelere çok yakın yerden yüksek gerilim hattının geçiyor olması bizleri çok şaşırttı ve üzdü. TOKİ'nin bu konuda bir çözüm bulması gerektiğini düşünüyorum, bulacağına da inanmak istiyorum. Sağlığımız ve can güvenliğimiz için çeşitli mahzurları bulunan bu hatlar yer altına alınmalıdır. > Kadriye Yıldırım Çocuklarımızı okuldan mı alalım? Emekliyim. Üniversitede okuyan çocuğum var. Cumhuriyet Halk Partisi'nin Anayasa Mahkemesi'ne götürmesinden dolayı, belediyelerin burs vermeleri kesilmiştir. Maaşımıza 11 TL zam gelirken, üniversite harçlarına büyük oranda zamlar geldi. Şimdi Sayın Başbakan'a sormak istiyorum; bizler çocuklarımızı nasıl okutacağız? Belediyeler de artık burs vermeyeceklerine göre, çocuklarımızı okuldan mı alalım? Kanun maddesi düzenlenerek, belediyelerin ve diğer kuruluşların burs verme imkanları sağlanmalı ve genişletilmeli. Aksi takdirde, 630 TL maaşla çocuklarımızı okutamayacağımıza göre, okullarından almamız gerekecek. > Muharrem Demirhan

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.