Osmanlı'nın korsanları ‘haydut' değil akıncıydı

A -
A +

Klasik Osmanlı düzeninde atlı komando sınıfına "akıncı" ve bahriyede deniz akıncı sınıfına "korsan" denir. Akıncı'nın karada yaptığını korsan, denizde ifa eder. Osmanlı hasmı devletlerin ulaştırma yollarını kesmek, ekonomik güçlerini sarsmak, ticaretini engellemek, baskın yoluyla tahrîb etmek... Klasik Osmanlı Türkçesi'nde korsan kelimesinin, bugün kullandığımız deniz haydudu manası yoktur. O devirde denizde dolaşan soygunculara "deniz harâmîsi, deryâ şakıysi, deniz eşkıyâsı" denmektedir. Nitekim Avrupa dillerinde iki kavram ayrı kelimelerle ifade edilir: Fransızca'da corsaire ve pirate (korser ve pirat) kelimeleri gibi... Akıncı şairlerimiz gibi korsan şairlerimiz de vardır. Halk şiiri şekillerini (formlarını) ve hece veznini kullanırlar. Bunlar bestelenir, saz eşliğinde okunurdu. Korsanlığın büyük merkezi Cezâyir şehri idi. Atlas Okyanusu'ndaki üslerimiz ve filolarımız buraya bağlı idi. Cezâyir beylerbeyisi denen oramiral paşamızdan emir alırlardı ki ilki sonradan kapdân-ı deryâ olan Barbaros Hayreddin Paşa'dır. Çok mütebahhir Fransız Türkoloğu Jean Deny (Jan Döni), Cezâyir'de yetişen saz şairlerimizin Türkçe şiirlerini toplayıp 1925'te Paris'te yayınlamıştı. Aşağıdaki şiirler, buradan alındı. İşte bir koşma: Korsanlık ederken Hind'in yolunda Nemse'nin bâcın aldı Cezâyir Urûm'da, Acem'de halkın dilinde Küffârın bağrını deldi Cezâyir Gaazîler dîn-içün kılıç saldılar Kanarya Boğazı'nda şikâr buldular Kimisin bastırıp kimin aldılar Adûyu gamlara saldı Cezâyir Mâl-alıp esîrin mezâd-etdiler Batırıp gemilerin mat etdiler Yedi kral birden feryâd-etdiler Şimdi cevâhirle doldu Cezâyir Şiirde geçen Kanarya Boğazı, İspanya'nın Kanarya Adaları'nı Fas'tan ayıran Atlantik Boğazı'dır. Kanaryalar'dan Lanzarote ve Fuerteventura adalarına yapılan Osmanlı deniz seferleri ünlüdür. Benli Ali adındaki saz şairi Levend, 1664'te Fransız donanmasının büyük bozguna uğratılmasını semâî şeklinde yazdığı manzumesinde devrin padişahı (1648-1687) Dördüncü Sultan Mehmed'e hitâp ederek şöyle anlatıyor (şiir olağanüstü liriktir): Pâdişâhım Cezâyir'in Yarar arslan yatağıdır Zâviyesidir hem Resûl'ün Gerçek erler otağıdır Allâh-olsun kıyl-ü kaalin Lutfu çokdur Bî-Zevâl'in Cezâyir yedi kralın Dâim başı nacağıdır Cezâyir Hak taâlâ'nın Yanar nûr-i çerâğıdır Kıl duânı pâdişâhım Sanma menzil ırağıdır Coşar deryâ, eser bâdı Kılıç ile arar yâdı Sedd-i İslâm'dır bir adı Akdeniz'in bucağıdır Cezâyir'in kahramânı Severler Âl-i Osmân'ı Kâfire vermez amânı Hacı Bektaş koçağıdır Ser-alır ser değişiriz Döğe döğe yenişiriz Sebîlullâh döğüşürüz Şehîd gaazî kırağıdır Murad Reîs'in on bir ay Atlas Okyanusu'nda gezdiği bir seferde, Akdeniz'in mor sünbüllü dağlarını özleyen diğer bir levend şairimiz koşma'sında şöyle diyor: On bir ay oturdum bir han içinde Yedi deryâ geçdim bir gün içinde Rabb'im bize kısmet eyle karayı Evvel karayı da sonra sılayı Akdeniz üstünde sünbüllü dağlar Murâd Reîs oturmuş dümend' ağlar Kral kızı karşıda başın bağlar On bir ay dedikde göründü dağlar Kim bilir hangi kralın kızı? Murad Reis kim bilir hangi sahilleri vurmuş? 17. asırda Türk korsan filolarının Kanada ve bugünkü Birleşik Amerika'nın Atlantik kıyılarını vurduğunu biliyoruz. İzlanda, İrlanda, Büyük Britanya adaları ise, Türk filolarının sürekli gittikleri kuzey bölgesi idi. İngiltere sularında sürekli bir Osmanlı filosu bulunuyordu. Filonun üssü, çok uzun müddet Türklerin elinde kalan ve bir türlü İngilizlerce geriye alınamayan Lundy adası idi. Bu ada, Bristol Kanalı'nı kapatır. 18. asırda Türkler, Atlas Okyanusu'ndan çekildiler ve Akdeniz'de deniz üstünlüğünü kaybettiler.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.