"Kimseye söyleme!"

A -
A +

Şili'de yapılan bir araştırmaya göre kadınlar, kendilerine verilen bir sırrı en fazla 47 saat 15 dakika tutabiliyorlarmış. Yalan! Aleni yalan. O kadar uzun sürmez! - Tutamadın yine değil mi? - Evet yine kaçırdım... : ( Ne zannediyordunuz milleti, işkencelere direnen ser verip sır vermeyen yiğit mi? Sır nedir? Kendimiz tutamayıp, tutması için başkasına verdiğimiz şey değil mi? Siz saklayamazken o da bir başkasına verdi diye kınayamazsınız ki... Şimdi bir kere "Aramızda kalsın"la başlayan her cümle merak dalgası, her "hadi anlat"tan sonrası da şişkinlik yapar!.. Yine aramızda kalıyor ama ara açılıyor birazcık. Bir düğünde bir hamamda bir de meydanda söylenmesine ramak kalacak kadar... Atalarımızın 'söyleme sırrını dostuna, o da söyler dostuna' diye dinlenmesi gereken süper bir sözü var. "... sonra saman doldururlar postuna" diye de devam eder ama oralara girmeyelim şimdilik... Neyse... 'Üç merhaba, dört canım, beş cicim'den sonra insanları dost belleyip anlatırsanız, o da gider 'iyi niyetle' dostuna anlatır... Bir bakarsın ki; normalde yemek tarifi bile vermeyeceğiniz insanlar en mahrem meselelerinizi masaya yatırmış tartışıyorlar. 'Derdini anlatmaya derman bulamaz' düsturunu benimseyerek kaygısızca paylaştığınız sır, nihayetinde ikincinin içinde patlayacak, laf bohçalanıp üçüncüye iletilecektir. Çoook nadir kişiler emanet edilen sırları biriktirir. Şüpheci bir yaklaşımla derim ki; kim bilir belki de bu, sırf "Konuşursam yer yerinden oynar" diyebilmek içindir. Sırrı saçacak kişi daha on metreden belli olur. Dikkat edin bakın, paylaşmayı dedikoduya dönüştüren hatunlarda SAS komandosu ciğeri gelişmiştir. Cümleleri o kadar aralıksız ve seridir ki, insanın "bi nefes al be kadın!" diyesi gelir. İlaveten bunlarda aşırı "dedi" tüketimi gözlenir... Girdikleri diyalogları anlatmak için sürekli ve gereksiz yere "dedi" kullanırlar. Örnek; "ben dedi, evlenince dedi, kaynanamla oturmam dedi. Ayrı ev açtıracakmış. Düğün bi olsun dedi, bak gör dedi, neler olacak dedi..." Bakınız, altı adet kullanıldı ve inanılmaz bir 'dedi' israfı yapıldı... Hem ahlaki hem edebi açıdan kınıyoruz ve tekraren uyarıyoruz; iki kişinin bildiği sır değildir! Hatta kimi durumlarda üç kişinin bildiği 'suç duyurusu' olabilir... "Kimseye söyleme!" denmesi gereken ise bizzat 'kendimiz'dir. Unutmayın ki; dedikodu yapmak için, illa panceresinden sarkacağınız bir ev, meraklı bir komşu yahut mahalle karısı tiplemesi gerekmemekte. Sır, bazıları için hayatta var olma, bazıları için yok olma sebebidir. Zira kendinize saklamadığınız sürece, sır yoktur... >> Ninem diyor ki... Laf ağızdan çıkınca, dillere destan olur...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.