"Dünya gulubu" olmanın dayanılmaz hafifliği

A -
A +

Ortalama bir futbolcuya "Nerede top oynamak istersin" diye sorsan ilk üçe Barcelona ve Camp Nou girer herhalde. O futbol arenasında Barcelona formasıyla oynamak çokları için hayaldir de, normal bir vatandaşsan (tabii bir de paralı) Camp Nou'da top koşturmak mümkün olabiliyor-muş. Barcelona'nın pazarlama ekibi, cin gibi bir fikirle tıpkı halı saha gibi koca stadı kiraya açmış. Takımın kampta olduğu yaz dönemlerinde artık Camp Nou'ya parayı bastıran mahalle çocukları gazozuna maç yapabilecek. Stadın bir günlük kirası 40 bin euro. Bu fiyata 35 kişi dahil. Kadroları biraz daha geniş tutalım diyorsanız 50 kişiye kadar genişletme imkanı var. 35'ten sonra her kişi için 600 euro istiyorlar. Bu fiyata, hakem, ses tesisatı, sahada çekilen hatıra fotoğrafı ve "Camp Nou'da oynadım" sertifikası dahil. Bitmedi, maçtan sonra Camp Nou'nun VİP salonunda kokteyl var. "Camp Nou'da maça çıkmışız, hanım, çoluk çocuk bizi seyretmeyecek mi" diyenler için de fiyat belli. Tribüne gelenler 60 euro ödeyecek. Bu fiyata Barça müzesine giriş ve kokteyl de dahil. Hatta, stada takımın otobüsüyle gitmek de mümkün; onun da kirası 800 euro. Maçı gece oynamak istiyorsan onun da fiyatı var; fazladan 2800 euro. "Tribünden hanım videoya çekiyor ama profesyonel çekim olsun" diyorsan Barça TV'ye müracaat ediyorsunuz 6 bin euro daha hesap cüzdanınızdan eksiliyor. Çok meraklıysanız kaçırmayın derim. Rezervasyonlar mart ayında başlıyormuş. 2 aylık boş zamanda bu işten günlük ortalama 50 bin euro kazansalar, kasaya koyacaklara para 3 milyon euro. Ha, Barcelona için bu ancak çekirdek parası. Ama dünyanın her yerinde taraftar sahibi olmak, bir "dünya gulubu" olmak böyle oluyor. Yakında Dubai'den, Amerika'dan zengin şirketlerin elemanlarına unutamayacakları bir hatıra verebilmek için Barcelona'ya uçak kaldırdıklarını okuruz gazetelerden... >> ah basına gelenler Abi geldim, bekliyorum! Türkiye ekibi, 2000 Avrupa Şampiyonası için Hollanda'da... Muhabir Ahmet Bilici, Milli Takım'la birlikte bir hafta önce gitmiş. Ekip, Schipol Havaalanı'na inince, randevulaştığı Ahmet Bilici ile buluşmaya çalışıyor. Hasan Hocam (Sarıçiçek), Bilici'yi cepten arıyor: - Biz indik Ahmet, sen neredesin? - Havaalanındayım, bekliyorum. - Tamam, nereye gelelim? - Kuleyi görüyor musunuz? - Evet. - Onun dibindeyim. - Şu Marlboro reklamını görebiliyor musun? - Evet, o reklamın yol tarafındayım. - Tam karşında ne yazıyor? - Düsseldorf Airport! - Düsseldorf mu? Yahu biz Amsterdam'dayız! Bilici, Hollanda'ya inen ekibi Almanya'da bekliyordu!.. >> Feldkamp yabancıya karşı! Hadi Lincoln, Linderoht sakattı, Song Afrika Kupası'ndaydı, o dönemde yerli oyuncularla "idare" etmek zorunda kaldı. Ama ya sonra? Galatasaray'ın UEFA'da bırakın galibiyeti, gollü beraberliğe bile tur atlayacağı bir maçta 4 yabancısı Lincoln, Barusso, Song, Nonda kulübede oturuyor, Carrusca ve Bouzid de tribünde maçı izliyor. Bir takım, kadrosuna 6 yabancıyı niye alır? Gelip ligdeki Rize, Konya maçlarını kurtarsın diye mi? Böyle bir maçta üstelik de hepsi de sağlamken niye kulübedeler? Son lig maçını kazanan kadroyu bozmamak düşüncesi geçerli bir mazeret mi? Gerekmiyorsa milyon dolarlar verip kadrona alma, gerekiyorsa kulübede oturtma. Bu kadar basit. Bir de "Türk'ün Türk'ten başka dostu yok" derler. En büyük Türk dostu Feldkamp!.. >> Bize özür borcunuz var Hatırlarsınız, Şampiyonlar Ligi'nde gruplarda Arsenal, Slavia Prag'ı 7-0 yenmişti. Slavia Praglı oyuncular, daha hemen maçın bitiş düdüğüyle birlikte İngiltere'ye kendilerini desteklemek için gelen taraftarlarının önüne gittiler ve yere diz çökerek "özür" dilediler. Taraftarlar da kendilerine büyük utanç yaşatan futbolcularını affettiklerini, alkışlarıyla gösterdiler. Galatasaray'ın UEFA Kupası maçında elenme hakkı (!) elbette vardır. Ama bir zamanlar o kupayı havaya kaldıran bir takım olarak, hiç mücadele etmeden yüz kızartıcı bir hezimetle elenme hakkı yoktur. Galatasaraylı futbolcular, Slavialı meslektaşları gibi bir jestle Kasımpaşa maçında sadece kendi taraftarından değil hepimizden özür dilemelidir. >> Unutulmaz sözler... "Ben basit bir 'iyi futbol' dilencisiyim. Elimde şapkam, dünyanın dört bir yanını geziyor ve stadyumlarda yalvarıyorum: Allah rızası için, güzel bir maç lütfen!" (Eduardo Galeano)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.