Taraftar budur...

A -
A +

Puan cetvelinin iyice gaza getirdiği bir seyirci ve onun yaktığı ateşin ne kadar "yakıcı ve yıkıcı" olduğunu test edebileceğimiz bir maçtı. Zaten Ertuğrul Sağlam'ın en önemli planı Volkan ve Hakan Balta dönemeden arkalarına atacağı toplarda, Holosko'yu Servet ile 1'e1 bırakmak üzerine kurulmuştu. Ara sıra sola giden Holosko, Servet'in zamanlama üstünlüğüne ve gücüne yenik düştü. Ama ilk kurtulduğunda golü doğuracağı da seziliyordu hemen. Galatasaray'ın "Sabri-Barış" kademelerinde teknik kapasitenin yetmediği ayrı bir gerçekti ilk yarıda. Bu ikili topun şiddetini ve tercih kararlarını bir türlü ayarlayamamanın bıkıntısını hep hissettirdiler takımlarına. Aynı kapasite sorununu oynadığı mevkii itibariyle İbrahimlerden Toraman da yaşadı. Ayrıca topu çok iyi kesen savunmanın göbeği, her defasında çok kötü bir biçimde soktu topu oyuna Beşiktaş'ta. Hücumu "hasbelkader" eden ev sahibi, liderlik adayı Barış'ın topla çok haşır-neşir olmasına dua etsin. Genç gurbetçi dün çok kötü bir günündeydi. Ancak ilk yarının son birkaç dakikasında topu yere indirip "sağlıklı pozisyoncuklar" üreten Beşiktaş, umut vermedi değil maçın sonuna asılacak skor için. Bu umut Beşiktaş'ın seyirci tarafından itilen baskısına, sonra üst üste köşe vuruşlarına ve ardından "Nobre klasiği" olan gole kadar ulaştı. Ardından da olgun atağı bırakan Galatasaray kronik bir özelliği olan "yukarıdan ve uzun" oynamaya başladı. Ancak, bu topların çoğunda var gücüyle sıçrayan Ümit, her seferinde hafif yükselen Gökhan'a yenik düştü. Golden sonra Galatasaray'ın daha yorgun temposuna kontralarla cevap veren Beşiktaş, öne çıkan rakibi karşısında farkı aradı... Feldkamp'a oyun şablonu ve sahaya dizilişi nedeniyle bir kusur bulamam dün gece. Bulabileceğim tek kusur Nonda'yı oyuna alıp rakip kalenin mümkün olduğu kadar uzağında oynatmasıdır. Son dakikalarda sinirleri de gevşeyen Galatasaray'ın liderliği rakibine teslim etmekten başka şansı kalmamıştı. O da oldu. Sağlam Hoca elindeki malzemeyle ne yaptıysa doğru yaptı ve hak ettiği yere ulaştı. Maçın en iyi sporcusu hiçbir kusur bulamayacağım hakemdi. Bünyamin Gezer, önlenemez tırmanışını dün gece hakem var mıydı, yok muydu diye sorgulatarak sürdürdü. >> BENİM YILDIZIM Dün gecenin yıldızı muhteşem Beşiktaş seyircisi ve ÇARŞI'dır. Hani elimde olsa gidip başlarından aşağı bir avuç gül dökerdim... Top işinde böyle bir alışkanlık yok ama dün gece başlardı işte. Fena mı?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.