söz der ki

A -
A +

söz der ki söz der ki "-Dinlenmek için yıllık tatilini bekleyenler ömür boyu yorgun kalacaktır..." (...Birinin arkasından söylediğini, yüzüne karşı da söylediği müthiş S.Ö.Z.leri...) tuzaktan kumanda (...TRT - Ömer Üründül İncileri) "-Almanlar'ın kazanması için gol lazım..." ... "-İki takım da gol atamazsa, maç berabere biter..." ... "-Eğer kaçırmasaydı, kesinlikle goldü..." ... "-Aslında fevkalade ciddi bir ataktı, ondan güldüm..." ... "-Bu gol olsa bir farklı öne geçeceklerdi..." ... "-Maç bitmeden iki takım da gol bulabilir..." kadınlar&erkekler (..."Dünyada sadece erkekler yaşasaydı" başlıklı "Metin Akbaş" yorumu) -Lüks tüketim azalırdı, hazır gıdaya talep artardı... -Mağazalar vitrinlerini her hafta yenilemekten vazgeçerdi... -Kozmetik sektörü iflas bayrağını çekerdi... -Teknoloji, günlük yaşamı kolaylaştıracak ürünler üzerine gelişirdi... -Ev içinde günlük yaşam süresi azalır ve insanların sosyalleşmesi artardı... -Muhtemelen savaşlar hırstan çok, zevk için yapılır hale gelirdi... -Günlük konuşma dilinde argo inanılmaz yükselirdi... -Ruhsal sağlığı bozuk insanların sayısında artış olurdu... -Dünyayı saran çorap kokusu küresel ısınmadan daha tehlikeli hale gelmeye başlardı... itiraf reyonu (...isim: h.hilmi yüzbaşıoğulları ...şehir: bilinmiyor ...yaş: hiç bilinmiyor) Bir sabah kahvaltısı için annemden bir tost istedim. Sevgili annem yanlışlıkla tosta tuzluğu devirmiş ve tuzları yapabildiği kadar temizledikten sonra tostu önüme koymuştu... Tostun ortalarında, devrilen tuzdan kaynaklanan ekşiliği tattığım zamanda yüzümde oluşmuş buruşuklukla anneme sebebini sordum ve açıkladı. Ardından tostu yiyeyim diye söylediği, bana kötü duygular hissettirdi. Annemin söylediği şuydu: "-Ne var yavrum ineklere o kadar tuzu veriyoruz yalayıp yutuyorlar..." (omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...) hayata dair Elbette her şeyi iyi yapamayabilirim, ama bazı şeyleri pekala iyi becerebilirim... Kazanacağımı garanti edemem, ama şunun için söz verebilirim: Kaybetmenin hayatımda bir alışkanlık haline gelmesine izin vermeyeceğim ve eğer kaybedersem, bu, yürekliliğimi kaybetmek anlamına gelmeyecek... ... Böylece hayatı dimdik ve yüreklilikle karşılayacak, onu tüm benliğimle hissedecek, büyük düşünecek ve tüm varlığımla çabalayacağım... ... Başaracaklarım belki insanlık tarihinin yönünü değiştirmeyecek, ama girişimlerim kendi yazgımı değiştirecek... Kendimi bu sözü gerçeğe dönüştürmeye adıyorum... (...John Compere) bir film diyaloğu "-Kadınların dış görünümleri gözlerimizi öylesine kamaştırıyor ki, iç dünyalarına inemiyoruz..." (...Elegy filminden) temel'in yeri Temel'le Dursun sinemada film seyrederken konuşmaya başlayınca, arkadakiler sinir olmuş... Konuşmalar yükselince tam arkalarındaki adam dayanamamış ve Temel'in omzuna hafifçe dokunup "Afedersiniz duyamıyorum" demiş... "Duymayın zaten" demiş Temel, "-Özel bir şey anlatıyoruz herhalde!.." İğnelik Kibrit kutusu: (Yasama, yürütme, yargı=altı kargı!..) AK PARTİ'NİN ANAYASA ZAFERİ! CHP, Anayasa değişiklik paketini mahkemeye götürüp, TBMM'yi, dolayısıyle milleti şikâyet etmemiş olsaydı, bu kadar gerginlik ve tantanaya gerek kalmadan, referanduma gidilecekti. Normal olan da buydu. Meclis'te görüşülürken muhâlefetin engellemeleri, ardından tasarının yargıya taşınması da dikkate alındığında; CHP'nin, paketin şekil yönünden tamamiyle iptali talebinin reddedilmiş olması, AK Parti için de, millet için de bir zaferdir. Hayırlı olsun! Şekil yönünden iptal edilmiş olsaydı, her şey bitmiş, referandum yolu da kapanmış olacaktı. Bu açıdan karar, yüksek yargının, mızıkçı CHP'ye attığı şiddetli bir tokat oldu! Yüksek mahkeme yargıçlarına, ne kadar teşekkür etsek, az... -"CHP'nin, paketin hepten iptali hevesini kursağında bıraktılar ya!.." BİLE BİLE LÂDES! Dikkat edilirse itirazlar paketin açılarak, içinden birkaç cümlenin cımbızla çekilip çıkarılmasından daha çok, 'yetki gasbı' üzerinde yoğunlaşıyor. "Anayasa Mahkemesi, bundan sonraki değişiklikleri de esastan denetleyecek mi?" sorusuna, Başkan Haşim Kılıç'ın verdiği cevap da manidâr: "Bu defa öyle oldu ama, yarın ne olacağı belli olmaz!" Bu itiraf da gösteriyor ki, yüksek mahkeme, yetkisini aştığının farkında... Anlaşılan bu kör düğümü yine millet, TBMM ve Osman Can, Ali Rıza Çoban ekolü hukukçular çözecek! Ne demişler: "-Mahkeme kadıya mülk değil!.." Sefa Koyuncu sefa.koyuncu@tg.com.tr söz der ki

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.