Ey Gazze'nin kara gözlü çocuğu!

A -
A +

Ey Gazze'nin kara gözlü çocuğu, yabancı askerler babanı alıp götürürken sen gözyaşları, sen feryatlar içinde eteğinden çeke çeke babanı onların elinden koparmaya çalışıyordun. Boyuna bakmadan o miğferli, o postallı, o silahlı askerlerle boğuşuyordun. Ey Gazze'nin kara gözlü çocuğu, sen bu kahramanlığı yaparken, sen tek başına bir destan yazarken sadece ve sadece 5 yaşındaydın. Fakat sen nasıl bir çocuktun ki! Fakat sen hangi ninnilerle büyümüştün ki! Fakat çeliğine nasıl bir kudret aşılanmıştı ki! Fakat sen arkadaşlarınla neler oynamıştın ki işgal askerlerine tek başına karşı duruyor, onların itip-kakmalarına aldırmadan babana destek oluyordun. Sen babanın suçlu olduğuna asla inanmıyordun, senin baban dünyanın en dürüst insanıydı. Baban, bahçenizi sulamak, orada sen ve annen ve kardeşlerin için domates, biber salatalık yetiştirmek için dedelerinin topraklarından, tapusu sandığınızda olan mülkten, öz mülkünden sizin tarafa su çevirmişti. İşgalciler işte bunu suç saydılar. Halbuki dünyanın kuruluşundan beri o topraklar sizin. Yabancılar, oraya önce korka korka adım attılar. Sonra her sabah bir adım daha ilerlediler. Sonunda senin milletine avuç içi kadar yer kaldı. Su hayattır. Su varsa hayat devam eder. Torak hayat demektir. Toprak varsa vatanın vardır. Güneş hayat demektir. Güneş varsa büyürsün. Seni sudan, seni topraktan, seni güneşten mahrum ettiler. Baban bu zulme isyan etti, baban bu zulme göğsünü gerdi ve çocuklarım için su getireceğim dedi. Bu yüzden babanı alıp götürdüler. Ey Gazze'nin kara gözlü çocuğu! Ey dünyanın en küçük büyük kahramanı! Senin adın ne? demiyeceğim. Senin adın Amr, senin adın Yasir, senin adın Huzeyfe, senin adın Ammar. Sen her kahramandan bir parça, her mazlumdan bir görüntüsün. Sen senden önceki şehit ve mazlum kardeşlerinden bir yüzsün. Ey Gazze'nin kara gözlü çocuğu! Eğer, biz seni ekranda kuru vah vah acımalarıyla seyrettiysek bize hakkını helal etme! Eğer, seni görüp bir futbol maçı kadar ilgilenmediysek hakkını hiç helal etme! Eğer, ramazanları, iftarları zekatları, sadakaları bir paylaşma güzelliği olarak değil de bencillik şeklinde yaşayıp da seni ve senin gibi on binleri. Seni... Ey Ammar! Seni ve Iraklı kardeşlerini, Doğu Türkistanlı dindaşlarını unutuyorsak, ramazanı, o eşsiz ve emsalsiz ayı bir nedamet, bir şuurlanma, bir silkelenme değil de gaflet ve rehavet günlerine çeviriyorsak, sen, bize ahirette de hakkını helal etme. O zaman biz sana ve kardeşlerine ve dindaşlarına layık değiliz demektir. Biz çok şey yitirmişiz demektir. Ey Gazze'nin kara gözlü çocuğu! Ey yarının bugünden yetişen yiğidi, gel şöyle gözlerinden öpeyim Sen, sizler var oldukça zafer elbette Filistinlilerin olacaktır. İstersen Bosnalı çocuklara sor. Bu devran hep böyle devam etmez, zulüm abad olmaz yavrucuğum!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.