Acı Şafak Erkek hiyerarşisi üstüne bir site

A -
A +

Bir blog açmışlar. İnsanlardan askerlikle ilgili hatıralarını anlatmalarını istiyorlar. Site daha yeni olmasına ve tanıtım yazsında dile getirdikleri zorluklara rağmen epeyce hikâye toplamışlar. Tanıtım yazısından notlar: "Bu sitedeki (http://askerleranlatiyor. blogspot.com/) hikâyelerin birkaç farklı amaca hizmet edeceğini umuyoruz. Öncelikle bugün Türkiye'de askerlikle ilgili yapılan tartışmalara bir katkı sağlamayı hedefli-yoruz. Fakat amacımız "askerlik bedelli mi olmalı", "herkes için eşit mi olmalı" gibi tartışmalara dahil olmak değil. Bu sayfalarda devletin ne yapması gerektiği üstüne kafa yormak istemiyoruz. Biz, tahlil ve yorumdan ziyade, hikâyeler toplamak, erkeklerin diliyle anlatılmış askerlik hikâyelerini paylaşmak istiyoruz. Ancak daha ilk andan karşımıza çıkan birtakım engeller var. Bir kere erkek deneyimleri, hele travmatik deneyimler, çok dile dökülmüyor. Erkekler ağlamaz, erkekler acılarını dışa vurmaz, erkekler yakınmaz... Erkekler, erkeklik gururlarının incindiği durumları açığa vurmak istemez. Bu sebeple erkeklik hikâyeleri toplamak zor. ... Hisler (erkekliğin aylarca tehdit altında kalmasından oluşmuş hisler) genelde bastırılıyor. Zira hisler "zayıf bir erkeklik" ima ediyor. ... Amacımız bu ülkede hem askerliğe hem de erkekliğe dair sorular sormak/sordurmak. Üstünde çok konuşulmayan, bilhassa deneyim düzleminde ele alınmayan bir alanı görünür kılmak. Aynı zamanda bu deneyimleri arşivlemek, paylaşmak, kayıt düşmek, hatırlamak... Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz." Burada anlatılan hikâyeler komuta kademesinin ya da savunma bakanlığının 270.000 kadrolu maaşlı personelinin bilmediği hikâyeler değil. İşin şaşırtan ve heyecan veren tarafı insanların artık bunları konuşuyor olması. Belki işin bu yönü generallerin, komutanların ilgisini çeker. Bu hikâyeleri okurlarsa kurumun nasıl algılandığını daha sağlıklı anlarlar. Resmî tarih gibi resmî hikâyelerde de yo-lun sonuna gelindiğini fark ederler. Yanlış anlaşılmazsa bir de tavsiyem var: Buradaki hikâyeleri basılı hale getirip bütün birlik komutanlarına, karargâhların ileri gelenlerine okumaları için göndersinler. Onlardan da görüş ve tavsiyeler alsınlar. Hatta onlar da isimsiz olarak kendi hikâyelerini bu siteye anlatsın. Nitekim bir astsubay, bu siteye yazmış.. Anlattıklarınızın çoğu doğru ama kendinizi de sorgulayın, diyor. Size nazik davranan subaylarınıza saygı-sızlık ettiniz.. Kötü davrananların karşısında mum oldunuz. Astsubay yorum yapmış ama diğerlerinin hikâyeleri yorumsuz.. Bu yorumsuz hikâye-ler bir kurumun MR'ı gibi.. Detaylı bir fotoğrafa bakmış gibi oluyorsunuz. Photoshop ürünü olmayan bir fotoğrafa...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.