Hatıralar denizinde Mehmet Oruç

A -
A +

Ah be reis... Yine yaptın yapacağını... Her zaman tedbirliydin ama bu kadarına pes doğrusu... Herkesten önce ve sanki bir an önce... "Gönül Sultanları"nın sohbetine uçuverdin... El hükmü lillah yaptın... Bizden önce gidenlerle âlem-i ervahtasın. Şimdi ardından bir de hasret mi çekecektik bu kesret dünyasında? Andıkça burnumuzun direği sızlayanlara seni de mi ekleyecektik... Vay be... Yalnızca bedenlerimizin değil gönüllerimizin de şekillendirildiği "Bizim Sayfa" esas şimdi garipleşti be abi... Senden söz açıldığında hatıralar sanki kapağı açılmış baraj olup coşuveriyor üzerime... Boğuluyorum seninle, sensizliğin denizinde... Hangisinden söz etsem bilemiyorum... Öğrencilik yıllarında harçlığını çıkarmak için çalıştığın benzin istasyonunda, eline bilgi vermeden pompa verdikleri için siftahında son model benzinli bir arabaya full mazot doldurup adamın çaresizlik içinde "vah vah"larını anlatırken yerlere yattıklarımızı mı... 94 krizinde Kuzuluk'un temel atma törenine kulakları çınlasın Tahir Albayrak abinin minibüsüyle giderken, "Allah'ım sen yardım et... Allah'ım" diye müessesemiz için yaptığın duaları mı?... Telefonda "Beşiktaşlı Ali'ye dinî kitap göndermek istiyorum. Benim adıma gönderir misiniz?" diyen okuyucuya: -Elbette. Adresini alayım, deyince, okuyucunun: -Beşiktaşlı Ali diyorum size. Beşiktaşlı Ali diye tekrarlamasını... Bu ısrar üzerine, gayet samimi ve ciddi: -Beşiktaş'ta binlerce Ali var. Adresi olmadan nasıl ulaştırabiliriz ki, cevabınızdan futboldan da toptan da anlamadığını mı?.. Tiraj rekoru kırdığımız yıllarda, her ayın ilk beş günüyle, son beş gününde mesai çıkışlarında Zeytinburnu, Bakırköy, Avcılar'da yaptığımız abone çalışmalarında bir gün yüzlerce abone listesini eline alan yeni bir dağıtıcının: "Abi ben bu kadar aboneyi yarın nasıl dağıtırım?" diye ağlayama başlamasını; büro müdürü arkadaşın da "Üzülme ben de yardım ederim" diye onu teselli edişini gülümseyerek seyrederken, "Elhamdülillah bugün de bereketli oldu" sevincimizi mi? Hayatım Roman'a... Aaah aaah... "Nurullah Yıldız" mahlasıyla; anlatırken bir keyif, yazarken başka bir keyif aldığımız o birbirinden nefis hatıralar getirmelerini mi? Geçenlerde iki öğrenci birbirine "Duydun mu hocamız vefat etmiş" diye senden bahsediyordu. Bizim de dinî müşküllerimizi sorduğumuzu bilmiyorlardı. Sustuğumuz yeter artık... Hani sen "İlmihali okuyan âlim olur, yaşayan evliyâ" düsturunu naklederdin ya... Bak hiç kusura bakma söyleyeceğim... Sen ilmihali okumak değil, bilenlerdendin... Âlim olduğunu herkes biliyordu reis... Ama ötekini... Tamam sustum... Allah mekanını Cennet eylesin... Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.