Öğretmenim, özür dilerim!

A -
A +

Bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü. Hazreti Ali, "Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum" diyerek ifade etmiş öğretmenin değerini. Diyojen "Dünyada öğretmenlikten daha şerefli bir meslek tanımıyorum" şeklinde tarif ederken; Sokrates ise "Her şeye değer biçilebilir ama öğretmenin eserine değer biçilemez" demiş. Öğretmenlik ulvî bir görev ve fedakârlık ister. İşini sevmeden yapılması mümkün olmayan bir meslek! Fakat öğretmen sevinemiyor! On binlerce öğretmen adayı atama bekliyor bir kere, nasıl sevinsin? Diplomasını almış, pedagojik formasyonu tamam ama atama yok! Şimdi bu öğretmenler, "deve mi, kuş mu?" Mezun olan ve pedagojik formasyonunu tamamlayan 73 bin öğretmen namzedi gelip dayanıyor her sene Milli Eğitim Bakanlığı'nın kapısına. 265 bin de önceden mezun olan var! Bu sene 55 bin öğretmen alınacağını açıklamıştı Nimet Çubukçu, Milli Eğitim Bakanı iken. Atana atana 31 bin civarında öğretmen atandı! Dağ fare doğurdu yani! 14 bin 275 sözleşmeli öğretmen, kadroya geçirildi ve onlar da sıfırdan atanmış gibi değerlendiriliyor. Ne alâkası varsa! Gelelim 5393 Sayılı Kanun'la belediyelere alınan sözleşmelilerin durumuna. Öğretmen, sağlık personeli ve din görevlisi olarak çalışan sözleşmeliler 12 Haziran 2011 Genel Seçimleri'nden önce kadrolu yapıldı. Ancak, belediyelerde ve bazı kamu kuruluşlarındaki sözleşmeliler kaldı! Başbakan Erdoğan "Onlar için yeni kanun çıkarmak gerekiyor, dolayısıyla seçimden sonra verilecek onların kadrosu" diyerek; bu meseleyi hemen çözecekleri sözünü verdi. Hani? Sözleşme ucu kapalı işler için olursa bir mantığı vardır. 2-3 sene, bilemedin 5 sene sürüp sonra bitecek olan iş için sözleşme yapılırsa aliyyülâlâ olur! Da... ömür boyu çalışılacak olan bir iş için sözleşme yapmanın mantığı ne olabilir ki, bu gençler sözleşmeyle çalıştırılıyor? Bir an önce onların da kadroya geçmesi lazım. Bir de bedelli mevzuu var. Başbakan Erdoğan, çerçevesini çizdi. 30 yaşından gün alan ve 30 bin TL bedel ödeyen gençler; askerlik görevini ifa etmiş sayılacaklar! "Ver parayı, yırt askerliği" durumu değil pek. Askerlik demek, illa gidip nöbet tutmak ya da çukur kazmak anlamına gelmiyor ki. Parayla da katkı verilir askerliğe. Başbakan, elde edilen gelirin şehit ailelerine, gazilere ve yardıma muhtaç askerin yakınlarına harcanacağını söyledi. Gayet makul. Bedellinin 21 gün eğitim almasının kaldırılması da iyi oldu. 21 günde askerlik mi olur? Giden işinden gücünden oluyordu, kışlalar da lüzumsuz yere dolup taşıyordu! Başbakan Erdoğan'ın bu konuyla bizzat ilgilenmesi ve sözleşmelilerin bir an önce asker kadrosuna kavuşması lazım. Öğretmen atamasını hâl yoluna koyması gerekiyor tabii. O gençler, aileleriyle birlikte bir milyon kişi ediyor belki de. Bu insanların sevindirilmesinden daha büyük hediye ne olabilir ki şu millete? Öğretmenler günün kutlu olsun, öğretmenim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.