Sarkozy özür dilemeli

A -
A +

Fransızlar, her nasılsa başlarına getirdikleri Nicolas Sakozy'nin seçim kazanma uğruna fakat temel insan haklarına aykırı biçimde sahnelediği bir 'show'dan dolayı mustarip olmalılar. Sarkozy, 2011 sonunda meclise bir kanun tasarısı sevk ettirdi. Derpiş edilen/öngörülen madde şuydu: 'Fransa topraklarında kim, herhangi bir sebeple, faraza metroda, kahvehanede veya müze gezerken... Ermenilere karşı soykırım yapılmamıştır derse, bu kimse, bir yıl hapse mahkûm edilir.' Saçmalığın daniskası mahiyetindeki bu teklif, Fransız meclisinde kabul gördü. Ancak Fransa, yasama hayatı parlamento sistemine yani çift meclise, vekiller meclisi ve senatoya dayanmakta. Bu negatif seyir üzerine Türkiye'den ve tarafsız ve aklı başında Fransız ve dünya aydınlarından sert tepkiler yükseldi. Araya Hristiyanların Noel tatili ve yılbaşı tatili girdiği için vak'anın senatoya gelmesi ise şu günleri buldu. Ve nihayet kriz sebebi teklif, senatoda. Usul icabı, evvela Anayasa Komisyonu denebilecek Kanunlar Komisyonuna intikal etti. Burada ehliyetli hukukçuların olduğu bilhassa kaydedilmekte. Nitekim teklif 9/23 farkıyla 'anayasaya aykırılığı itibariyle kabul edilemez' mütalaasıyla senato hey'eti umumiyesine havale edildi. Şimdi senatoda müzakereye alınmadan düşmesi bekleniyor. Daha önce benzer hadiseler bu şekilde cereyan etmiş. O zaman ne olacak? Bir şey olmayacak. Olması gereken Sarkozy'nin özür dilemesidir. Her medeni insan özür diler. Mösyö Sarkozy de 'hata ettim, özür dilerim, afedersiniz' diyebilir, demelidir, demezse biraz daha itibar kaybına uğrar. Kimden, kimlerden özür dileyecektir? Fransız halkından. Onları durduk yere lüzumsuz bir mevzu ile meşgul etmesi, boşa zaman harcatması sebebiyle. Ermenilerden özür dileyecektir. Bu insanları niyetine dolgu malzemesi, seçim yürüyüşüne koltuk değneği, 'show'una figüran yaptığından. Türkiye'den behemehâl özür dileyecektir. Türklere, Türkiye'ye karşı kin, nefret ve düşmanlık tohumları serptiği, zihinleri bulandırdığı, tarihi çarpıtmaya, çamurlaştırmaya kalkıştığı için. Bunları yapabilme erdemini gösterirse ne âlâ. Yoksa sıçratmak istediği, kendi üstüne sıçramıştır. Bundan böyle seçim kazanma şansı fevkalade düşüktür. Gerçi özür dilese de düşük ama bir yerlerde sürünmek var, bir de seviyeli şekilde kaybetmek. Türkiye'de faaliyet gösteren Fransız kaynaklı şirketler farkındadır. Türkler, son bir aydır Fransız mallarına karşı zımni/örtülü bir boykot içindeler. Gıdadan otomobile kadar uzaklaşma oldu. Peki Fransa ne kazandı? Ermeniler mi kazandı? Kimse kazanmadı. Yönetme kabiliyeti tartışılır hale gelen bir cumhurbaşkanı, kendi ülkesine kaybettirdi. Ama Fransa, bu köklü devlet de herhalde Sarkozy'nin çiftliği değil.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.