Eğitimsizlerin (!) gözdesi!..

A -
A +

Abdullah Avcı, İzmir'de basına ve yöneticilere açık bir toplantıda yaptığı konuşmada, "Futbolun içinde eğitimden geçmeyen iki kurum var; yöneticiler ve medya. Daha maç oynamadan A Milli Takım Teknik Direktörü eleştirilebiliyor. Bunu değiştirmemiz lâzım" deyivermiş!.. Bu sözlerle, Abdullah Avcı Hocamız, "henüz" milli takım hocalığına ısınmadan, medya mensuplarının ve de futbolumuzu, kulüplerimizi yönetenlerin aksine, "kendisinin eğitilmiş olduğunu" göstermek istiyor!.. Sevgili Hasan Sarıçiçek Hocam, "bu sözleri söyleyen" Avcı'nın "ne kadar vefalı" ve "ne kadar eğitimli" olduğunu gösteren ve de "Ah benim ayakları baş olmuş futbolum" diye hayıflandığı "harika" bir yazı yazmış. Onun yazdıklarından sonra, benim bu konuda, "üç husus" hariç, "daha fazla kalem oynatmama" ihtiyaç yok. Ama bitmedi; "bu açık saldırıya cevap vermesi gereken" ama her zamanki gibi "dut yemiş bülbülleri oynayan" meslek kuruluşumuz Türkiye Spor Yazarları Derneği'nin, artık sadece "seyahatler", dahası "primler", daha da dahası "kongre eğleniyor" tipli toplantılarla "kendini gösteren" yöneticilerine de "Neredesiniz" mesajı göndermiş; "Ah benim, başına kül döksen gül döküldü sanan ve kulağının üstüne yatmağı marifet sayan; kör, sağır ve dilsiz hâle getirilmiş TSYD'm!.." Şimdi geliyorum, Hasan Hocam'ın izni ile, "o" üç hususa!.. Husus bir; benim "sevgili" ve de "eğitimli" Milli Takım Hocam, bugüne kadar "ağzından haklarında tek eleştiri duymadığım" yöneticilere ve de "seni bugüne kadar yere göğe koyamayan, üstelik milli takım hocalığı için kamuoyunda altyapını hazırlayan" medya mensuplarına "eğitimsizler, eğitilmeleri gerek" dersi vermeye kalkışmadan önce, keşke, Türk Dil Kurumu'nun "Büyük Sözlük"ünü açıp, "eğitim" maddesine bir baksaydın ve eğitiminde eksik kalmış olan "eğitimin anlamı" konusunda kendini "biraz" eğitseydin; gene de geç kalmadın, aç bir bak, oku, öğren ve sonra da İzmir'deki toplantıda yaptığın "büyük gafın ne olduğunu" iyi anla!.. Yöneticilik, "futbol konusunda" birkaç eğitim seminerine katılmak, birkaç futbol eğitim kursu bitirmek ile öğrenilmez; "öğrenilse" idi Hocam, "bu sözleri, öyle bir toplantıda" etmezdin. Hele hele "eğitimsizler" sözünü "gazetecilik" ve "gazeteciler" için de söyleyerek, sevgili Hasan Hocam'ın da yazısında açık açık anlattığı gibi, "bu konuda ne kadar cahil olduğunu" dünya âleme ilân etmezdin; anlaşılıyor ki, futbolla ilgili bitirdiğin bütün "eğitim kursları" seni "yöneticilik" konusunda da, gazetecilik konusunda da "seni pek eğitmemiş", Hocam!.. "Okullular", okullarındaki öğrenimden sonra, "alaylılar" çalışmaya başladıkları andan itibaren "gazete mutfaklarında" tecrübeli gazetecilerden öylesine "eğitim almışlardır" ki, "getirildikleri görevleri" hazmedemediklerini ve "ne oldum delisi oluverdiklerini" daha "Bismillah" demeden gösterenlerin maskelerini düşürüverirler ve işte onun için "pek" sevilmezler!.. Husus iki; İzmir'deki o toplantıya gitmedim; zira "göreve geldiği andan itibaren", daha "maç oynamadan gaf üstüne gaf yapmaya başlayan" bir Milli Takım Hocası'nın kıracağı potları tahmin etmiş; "tatsız bir tablo ortaya çıkarmamak için" gitmemiştim; "doğruyu yaptığım" da, Abdullah Avcı'nın "bu sözleri" ile ortaya çıktı!.. Husus üç; ey benim sevgili Milli Takım Hocam, bu sözleri söylerken, hiç düşünmedin mi, biri çıkar derse ki; "Eğitimsiz dediğin bu medyanın mensupları" bugüne kadar seni ve hocalığını yere göğe koyamadılar, senin Milli Takım Teknik Direktörlüğüne getirilmende kamuoyunu hazırlayarak başrolü oynadılar; eğer "bunlar 'eğitimsiz' ise, seni nasıl desteklediler; yoksa, eğitimsiz oldukları için yanlış mı yaptılar"; söyle bana, ne cevap vereceksin?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.