Suriye Barış Gücü

A -
A +

Türkiye'nin şu dönem itibariyle üç büyük meselesi var: -Yeni Anayasa yapmak. -Suriye. -Bölücü terörü halletmek. Bu itibarla yargının da her kurumun da bu hayati dâvâlarda iktidarın elini zayıflatacak her türlü tasarruftan behemehal ve şiddetle uzak durmaları gerekir. Hiçbir millî menfaatin bir meslekî işgüzarlık adına harcanması mümkün değildir. Yeni anayasaya dair ne yazık ki bugüne dek hiçbir adım atılamadı. Çok konuşuldu, çok fazla sündürüldü. Katkı sağlansın derken iş uzayıp tavsadı. Oysa demir tavında dövülür. Bu hızla giderse yeni anayasa zor gerçekleşir diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz. Kanser haline gelmiş terör meselesi ise malûm. Suriye'ye gelince, bu kardeş topraklarda uzun süredir pervasızca kan dökülmekte. Bu sebeple nihayet Arap Birliği bile harekete geçerek bir Barış Gücü oluşturulmasına karar verdi. Dikkat edilecek olan bu bir BM Barış Gücü değil. Avrupa Birliği, bu karara tam destek verdiğini hemen ilân etti. İngiltere, mevzubahis Barış Gücü'nün batılı devletler dışında olması gerektiğini beyan etti. Bu ne demektir? İran'ın Suriye'ye karşı asker vermesi beklenemeyeceğine göre hizmet, Türkiye'ye düşecektir. Şayet Brüksel veya Washington, İngiltere'nin teklifini benimserlerse Suriye Barış Gücü eşittir Türk askeri demek gibi bir netice doğacaktır. 'Gibi' dememiz şundan ki bir miktar da diğer birkaç Arap ülkesinden göstermelik kuvvet alınabilir. Böyle bir netice Türk diplomasisinin yüksek başarısı demektir. Sayın Davutoğlu kaptanlığındaki Hariciyemiz, Arap Baharı hareketini sürekli şekilde dalgalanmaya bırakarak hedefe varmayı planladı ve daima da kazançlı çıktık. Bu, heyecana ve hissiyata kapılmayan bir sabır siyasetidir. Nitekim Suriyeli muhalifler için Türkiye hududunda bir tampon bölge oluşturulması da aynı haberin devamı mahiyetinde. Beşar Esad, artık hangi başkente kaçacağının hesabı içinde olsa gerek. Suriye'de son SSCB muhibbi rejim çöküyor. Belki coğrafya bile değişecek. Barzani dahi Suriye Kürtleri üzerinden olaya müdahil. Suriye Ermenileri, korku içinde olduklarını açıklamaktalar. Onların Erivan'dan imdat beklemesi abes olur, Ankara'ya yönelmeleri ise sürpriz olmaz. Güneyimiz her ân her türlü gelişmeye müsait bir gerilimdeyken Ankara, bir kere daha Bizans entrikalarından ilham almışların istilasına uğradı. Halbuki bizim memleketimizde Cadılar Bayramı yoktur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.