Piyon!..

A -
A +

Geçen haftanın başında, Kulüpler Birliği toplantısından sonra dedi ki; "Kimin aday olacağına değil, kimlerin olmayacağına dair bir karara vardık; eski başkanlar olmayacak, kulüplerde görev yapan başkan ve yöneticiler olmayacak!.." Geçen haftanın ortasında dedi ki; "Anadolu kulüpleri, Üç Büyüklerin piyonu hâline geldi. Artık bu gidişe 'dur' diyoruz." Bir gün sonra dedi ki; "Kulüpler Birliği, aday olursa Yıldırım Demirören destekleyebilir, öyle bir hava var!.." Bir gün sonra, "yapılan toplantıdan çıkışta" dedi ki; "Kulüpler Birliği, büyük çoğunlukla Yıldırım Demirören'in adaylığını destekleme kararı aldı!.." Bu haftanın başında da kulübü adına "resmi" açıklama yaptı; "Yıldırım Demirören'in adaylığını destekliyoruz!.." "Kimdi" bu zat; Kulüpler Birliği'nin kurucularından olan, uzun yıllar Kulüpler Birliği Başkanlığı yapan, bugün "en yaşlı" ve "en uzun süre kulüp başkanlığı yapma rekorunu elinde bulunduran" Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav!.. Şimdi ona sorularım olacak: 1- Sayın Başkan, Türk futbolu değil, Türk Sporu için bugüne kadar "görülmemiş" çok kritik ve riskli bir süreçte, hem ceza hukuku, hem spor hukuku dosyalarında, yöneticileri hakkında "şike ve teşvik primi iddiaları bulunan" bir kulübün başkanına "federasyon başkanlığı için" destek vermeniz ne anlama geliyor?.. 2- İstanbul dahil, bütün bir Türkiye'de "destek verecek" başka bir aday bulamadınız mı?.. 3- Diyelim ki, şike ve teşvik primi iddialarının hiç biri doğru değil, peki ama Yıldırım Demirören Federasyonu, "haklı olarak, bütün sanıkları ve o sanıkların kulüplerini temize çıkarır ve ceza vermez" ise, bıraktım dünyayı, FIFA'yı, UEFA'yı, Türkiye'de "buna" kimi nasıl inandıracaksınız?.. 4- "Galatasaray da sütten çıkmış ak kaşık değil" diyerek, aslında "da" ekiyle, "ciddi iddialar" ile haklarında soruşturma ve dava açılmış olan kişi ve kuruluşların "iddia edilen suçu işlemiş olabileceklerini" ima eden bir kişinin başkanlığındaki Federasyon, neyi, nasıl çözebilecek ve böyle bir federasyonun ve kurullarının verecekleri kararlar kamuoyunda nasıl tasvip görecek?.. 5- 58'inci Madde'nin değişmesi için yapılan Genel Kurul'a, "bu maddeyi destekleyerek" giden ve de "kararların play-off'tan önce alınması gerektiğini söyleyen" ve "zamanın Federasyon Başkanı'na desteklerinin devam ettiğini açıklayan" amma velâkin "58'inci Madde'nin değişmeyeceği anlaşılınca" kürsüye çıkıp, "Federasyon güven tazelemeli, seçimli genel kuruyla gitmeliyiz" diyerek, "Şike kararlarının ertelenmesi cephesine katıldığını gösteren" bir kulüp başkanının, söyler misiniz bana, "Federasyon başkanlığına getirilmesi" ne anlama geliyor?.. 6- Dahası, "aynı" kulüp başkanı "2-3 yıl Avrupa'ya gitmeyelim, UEFA'ya kafa tutalım" derken, bu gerçekleşirse, sporumuzun, futbolumuzun, kulüplerimizin ve ülkemizin, hem dış, hem iç gelir, hem prestij, hem de "almak için" aday olduğu uluslararası büyük spor organizasyonları bakımından neler kaybedeceğini hiç düşünmediniz mi?.. Borç içinde olduklarından, "Avrupa'ya gitmeyecekleri için kaliteli transferlerden vazgeçecek ve de belki ellerindekileri de satacak olan" kulüplerin futbol kalitesi ile birlikte, tribünlerde de, TV başlarında da uğrayacakları seyirci ve gelir erozyonu ile beraber, "naklen yayın gelirlerinin 500 milyon dolar seviyelerinde" kalması mümkün mü?.. Bu gelirlerin yarısından fazlası düşerse, "ki, düşecektir"; Üç Büyükler bir yana, Anadolu Kulüplerinin durumu ne olur, hiç düşündünüz mü?.. 7- Gençlerbirliği bu sezon "Avrupa Kupalarına katılma hakkını elde etmek" üzere. Hele düşmeler olursa, garanti gibi... Takımınız "böyle" bir durumda iken, nasıl "2-3 yıl Avrupa'ya gitmeyelim" diye yola çıkacak bir başkanın federasyonuna kulüp olarak destek verirsiniz, camianız size ne diyecektir?.. 8 - Kulübünü büyük borçlar içine sokmuş, bu borçlar yüzünden "UEFA kriterleri" uygulanmaya başlandığında (gelecek yıl) Avrupa lisansını alması çok zor görünen bir kulübün başkanına, hem de kendi tribünleri "istifa çığlıkları" ile inlerken, dahası Genel Kurulu'nda "ibra edilmeyeceği" iddiaları ayyuka çıkmışken, "Federasyon başkanlığı zırhını giydirme" ödülünü ihdas etmek size mi düştü?.. Ey sevgili Başkanım; (Ankara'da yaşadığım uzun yıllarda Gençlerbirliği Kulübü'nün üyesi idim); satranç tahtasında "piyon" en değersiz taş sayılır, ama bir piyon tek hane, tek hane gide gide, eğer rakip tarafından "esir alınmamışsa", rakibin en gerideki hanelerinden birine kadar ulaşabilir ve oraya ayak bastığında "vezir" olabilir!.. Siz, "Artık piyon olmayacağız" dedikten bir hafta sonra, piyonların elinden, "vezir olma hakkını bile almak için" meydana çıktınız ve en önde gidiyorsunuz; helâl olsun (!)..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.